Kitabın 27. 28. ve 29. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Felsefe Nedir?
ARİSTOTELES'İN ÜNLÜ YAPITI METAFİZİK 'BÜTÜN insanlar doğal olarak bilmek isterler' cümlesi ile başlar. Yine Aristoteles'e göre insanların duyularını kullanmaktan, örneğin görmekten, işitmekten vb. duydukları zevk bunun en açık kanıtıdır. Gerçekten de İnsanı insan yapan en önemli özelliklerinden biri herhalde onun kendisini çevreleyen dünyayı, İçinde yaşadığı toplumu, geçmişini ve bütün yanları ile bizzat kendisini tanımak ve bilmek istemesidir.
Şimdi bilgi, bilen varlıkla (felsefe dilinde özne veya süje ile), bilinmesi istenen veya bilinen varlık (felsefe dilinde nesne veya obje) arasındaki bir ilişkidir. Bu ilişkide bilenin mi yoksa bilinenin mi ağır bastığı; bilginin imkânı veya imkânsızlığı; bilginin, kaynağı, alanı, kapsamı, sınırları vb. türünden sorular felsefenin bilgi teorisi veya epistemoloji diye adlandırılan dalının özel konusunu oluşturur. Bu konu kitabımızda bundan bir sonraki bölümde geniş olarak ele alınacaktır.
Felsefe de esas olarak bir tür bilgidir, ancak özel bir tür bilgidir. Felsefenin ne tür bir bilgi olduğunu, felsefî bir bilginin özelliklerinin neler olduğunu anlamak için diğer belli başlı bilgi türlerinden söz etmek gerekir. Burada ele alacağımız bilgi türleri ise gündelik bilgi ve bilimsel bilgidir.
Gündelik Bilgi veya Sağduyu Bilgisi
Bunlardan en yaygın olanı ve hepimizin az çok kendisine sahip olduğumuz bilgi türü, gündelik bilgi, sağduyu bilgisi veya eski deyimle 'amiyane' bilgidir. Gündelik bilgi, adının da gösterdiği gibi insanların gündelik hayatlarında ve en sıradan deneyleri -burada 'deney' kelimesini 'yaşantı' (experience) anlamında kullanıyorum- sonucunda elde etmiş oldukları sıradan bir bilgidir. Bu bilginin kaynağı, bütün insanların temelde aynı biyolojik yapıya ve benzer toplumsal koşullara sahip olmalarıdır. Örneğin ister dâhi, ister en sıradan bir insan olsun herkes yağmurun ıslattığını, ateşin yaktığını bilir; kırmızıyı kırmızı, sıcak şeyleri sıcak şeyler olarak adlandırır. Yine böyle bir bilgi sayesindedir ki insanlar yiyeceğin açlığı gidereceğini, ilkbaharın arkasından yazın geldiğini söylerler. Bu tür bir bilgi bilinçli bir araştırma yöntemi sonucunda elde edilmiş olmayıp ister istemez, farkında olunmaksızın kazanılır ve yapısı itibariyle de sistemsizdir. O yalnızca yaşama, duyularını kullanma, en ilkel türden deney sonucu ortaya çıkmıştır ve herhangi bir bilinçli yönteme dayanmaz.
Bilinçli yöntemler kullanarak gündelik bilgiyi veya sağduyu bilgisini aşan iki bilgi örneği olarak ise bilimsel bilgi ve felsefî bilgiden söz edilebilir. Bilimsel bilginin özellikleri, bilim, bilimsel yöntem, bilimsel araştırma, bilimsel açıklama, bilimsel kuram, bilimsel yasalar vb. gibi konular kitabımızın üçüncü bölümünün konusu olacaktır. Bundan dolayı burada şimdilik bilimsel bilginin gündelik bilgiden farklı olarak, bilimsel yöntem ve usûllerle doğrulamasının yapılması mümkün olan en güvenilir bir bilgi türü olduğunu kaydetmekle yetinelim.
Felsefî Bilgi
Felsefî bilgiye gelince, onu belirlemek daha zordur. Hatta felsefenin en önemli probleminin bizzat felsefenin kendisinin ne olduğu problemi olduğunu söylemek bile mümkündür. Felsefî bilgiyi veya felsefeyi anlamaya çalışırken yapılması gereken en doğru davranış, tarih boyunca kendilerine filozof denilen kişilerin yaptıkları işin kendisine bakmak olacaktır. Böyle bir bakış açısından konuya bakıldığında ise filozofların farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı amaçlar ve farklı işlevlerle farklı somut felsefeler ürettikleri görülmektedir. Bununla birlikte bu farklı zamanlarda yaşayan veya farklı amaçlarla farklı felsefeler üreten insanların yaptıkları işin kendisinde bazı ortak özellikler olduğu da gözlemlenmektedir.
Kant felsefeyi "kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haldi çıkarmak iddiasında olan bir zihinsel etkinlik biçimi" olarak tanımlamıştır. Kanaatimizce bu tavır felsefeyi felsefe yapan ve bütün felsefî düşünme örneklerinde ortak olan bir noktayı gayet güzel bir biçimde ortaya koymaktadır. Burada 'akla dayanan nedenler'den, insanın her türlü deneyini, gözlemini, bunlara dayanan her türlü akıl yürütmesini ve sezgisini içine alan geniş bir nedenler veya gerekçeler (reasons) grubunu anlamak gerekir. 'Haklı çıkarmak veya meşrulaştırmak' iddiasından ise 'herhangi bir önermeyi, bu önermeyi ileri sürmeyi mümkün kılan kanıt, temel ya da gerekçelerle ortaya koyma'yı anlamak gerekir.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder