Kitabın 59. sayfasından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
babaannemin kayıp yolu
Sevim Burak'a
Annenin mutfağında, onun ocağının başındasın. Bu mutfak ne günler gördü diye düşünüyor, tavuk suyuna yapılmış şehriye çorbasını terbiye ediyorsun. Bu işi öğreten olmadı sana, gözün kendi kendine öğrendi. Bu evde yenilen her yemek içini burkuyor. Eskiden daha uzundu sofralar, şimdiyse yemek yenip hemen kalkılıyor. Hangisinin daha kötü olduğuna karar vermekte zorlanıyorsun. Şimdi babanın evinde, annenin mutfağındasın. Kaç sene önceydi, ama şu evyenin yanında duran porselen demliği ağabeyinin karısı almıştı annene, anımsıyorsun. Yılbaşı arifesi uğramıştın sen de. Baban kendini erken gelen bir emeklilik kararıyla eve hapsedeli dokuz-on sene olmuştu. Evden çıktığında gittiği en uzak mesafe bir-iki kilometre. Sonra ondan da vazgeçmişti. Burayı kendine mezar bellediğinden beri ev günden güne kararmış, eskimişti. Sen de o yılbaşı arifesi bir çam ağacı alıp getirmiştin. Biraz özenmiş, eve neşe gelsin istemiştin. Anahtarın vardı. Kapıyı çalmadan içeri girmiştin. Saat akşam sekiz civarıydı. Babanı salonda, tek kişilik bir sofrada akşam yemeğini mideye indirirken bulmuş, şaşırmış, annem dışarıda mı diye sormuştun.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder