Kitabın 180. ve 181. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Her Sosyalist Tedbir Gayr-i Adil
Muameleyi Gerektirir
Hayek'e göre toplumun genel düzeni milyonlarca insanın dış dünyanın geçmiş tarihi, hızlı iniş çıkışlar gösteren halihazır durumlar ve birbiriyle sıkı bir bağ içindeki birçok kompleks davranış kurallarıyla faaliyetlerini diğerlerinin faaliyetlerine ayarlamaları sonucu ortaya çıkar. Şimdi merkezi bir otorite tarafından organize edilip yönetilen bir toplum açıktır ki otoritenin sahip olduğu bilgi miktarıyla sınırlı olacaktır. Bu durumda da toplumun çevredeki yeni değişikliklere reaksiyon gösterip göstermemesi toplumun merkezi aklında yeterli bilgiye sahip olmadığına bağlı olacaktır. Kısacası merkezi otoritenin tasarlayıp kontrol edebildiği bir sınırlılıkta olacaktır. Bu bakımdan der Hayek; insanları belli bir tarzda davranmaya zorlamak bize bir çok faydalar sağlayan kompleks mekanizmayı tahrip eder. Kişi özgürlüğünü ortadan kaldırır ve neticede tüm bu planlamaların ve zorlamaların bir felaket getirmesi kaçınılmazdır. Her şeyin planlaması gerektiğine inananlar olayların önceden kestirebilirliğini ve kontrolünü düşünür. Ama bu mevcut gelişmeye tamamen ters düşmektedir. Hepsi farklı bireylerden oluşan bir toplumda onları eşit kılmak için düşünülmüş her sosyalist tedbir onları gayri adil bir muamelede bulunmayı gerektirecektir. Hayek tam da bu noktada özgürlüğün insanların bizzat kendi deneyimlerini ortaya koymalarına neyin kendileri için değerli veya işe yarar olacağı konusunda tahmin yapmalarına ve yeni düşünceler bulup çıkarmalarına izin verilmesi gerektiğinin altını çizer ve herkesin kendi tecrübelerini yürütmesi ve kendi risklerini üstlenmelerine müsaade edilmesi gerektiğinin daha yararlı olacağını ifade eder. Neticede yararlı olduğu ortaya çıkan fikirler kabul edilecektir.120 Oysa Prof. Dr. Bilal Sambur'un da ifade ettiği gibi merkezi planlama ve toplum mühendisliği
projeleri, insanı ve kalkınmayı birlikte kaldırmakta, sadece baskı, çatışma ve sefalet üretmektedirler. İnsan ve toplumun kalkınma ve gelişme potansiyelini ve imkânlarını tek bir programa veya onu dizayn etmeye kalkmak insan fıtratına müdahale olmanın ötesine onu ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. İhsan fıtratı, özgürce büyümeyi, gelişmeyi, büyümeyi ve çeşitlenmeyi gerekli kılmaktadır. İnsan fıtratına müdahale edilmesi durumunda insanın ezeli düşmanları olan cehalet, zaruret ve ihtilaf harekete geçmekte ve insanın ve toplumun materyal ve manevi hayatını bir bütün olarak çürümektedirler. Kısacası toplumu tek merkezden kontrol edilebilir bir biçimde dizayn edilen sistemlerde ne yazık ki insanın başlı başına bir değer olduğu hep ihmal edilmiştir. Bu bakımdan yapılan her müdahale bu minvalde çıkartılan her tür yasa aynı zamanda insan tabiatına karşı yapılmış büyük bir hakaret teşkil etmektedir.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder