25 Şubat 2014 Salı

Ardından Yıllar Geçti

Ardından Yıllar Geçti, Hıfzı Topuz  tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Remzi Kitabevi, Söyleşi, 9789751415431, 318 Sayfa, Ocak/2013

Kitabın 154. ve 155. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Teşvikiye'nin köşesindeki apartmanına gittim. Muvaffak, dedesinden ne kalmışsa ortaya serdi. Taradım, ilginç bilgilere ulaştım. Muvaffak, kitapta gerektiği zaman kurmacalar yapmamda sakınca görmedi. Ele aldığım en önemli konu İstibdat Dönemi'nde yapılan haksızlıklar ve işkencelerdi. Taifte Ölüm böyle ortaya çıktı. O da 1998'den bu yana 22 kez basıldı.
Onun ardından Son Osmanlıları ele aldım. İlk başta Müşir Deli Fuad Paşa'nın yaşamını yazacaktım. Onun adını çocukluğumdan beri duyardım. Kızlarından Celile Hanım, dayım Doktor Fikret Bey'in (Onuralp) eşiydi. O münasebetle Fuad Paşa'nın ailesinden birçoklarını tanımıştım. Fuad Paşa'nın torunlarından arkadaşım Süha Tugay bana zaman zaman "Dedemi yazmayacak mısın?" diye soruyordu.
Paşa'nın yaşamı bana ilginç geliyordu. Suha, bana elindeki belgeleri getirdi. Ben de yazımaya başladım. Ama galiba konuyu biraz dağıttım. Dönemin birçok olayını o kitaba sığdırdım. Oysa bunların her biri ayrı birer kitap olabilirdi. Neyse öyle olduğu halde kitap 22 baskı yaptı.
Sonra Hatice Sultanı yazdım. Bir gün Paris'te eski kitapçıları dolaşıyordum. Bir de baktım Ressam Melling'in anıları. Fransızca ama... Melling'in uzun yıllar İstanbul'da yaşadığını biliyordum. Kitabı alıp karıştırınca Hatice Sultanla Latin harfleriyle Türkçe yazışmalarını gördüm. Bu çok ilginç bir şeydi. Demek ki 19. yüzyılın başlarında Osmanlı sarayında bir sultan Fransız sevgilisiyle Latin harfleriyle mektuplaş-mıştı. Yani bizim yazı devriminden yüz küsur yıl önce. Bir Osmanlı sultanının bir Fransızla sevişmesi de elbette üzerinde durulacak bir olaydı. İşte Hatice Sultan romanı böyle ortaya çıktı.
Onu Gazi ve Fikriye izledi. Gazi ve Fikriye 15 yaşında Mustafa Kemal'e âşık olan ve son nefesini verene kadar tam on iki yıl o tutkuyu içinde yaşatan bir genç kadının hazin öyküsüdür.
Fikriye sekiz yaşındayken Mustafa Kemal'i Selanik'te tanır. Kemal Ağabeyi ondan on altı yaş büyüktür. Aralarında bir aile bağı vardır. Ama Mustafa Kemal o yıllarda böyle bir çocuğun varlığının hiç farkında değildir.
Yedi yıl sonra Balkan Savaşı öncesi Zübeyde Hanım İstanbul'a taşınmıştır. Mustafa Kemal de bir ara İstanbul'a gelir. Fikriye on beş yaşında çok güzel bir kız olmuştur. Kemal Ağabeyi ile yeniden karşılaşır ve ona sırılsıklam âşık olur. Ama o yaşlarda bu tutkusunu dışa vuracak halde değildir.
Ertesi yıl Balkan Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal İstanbul'da Akbıyık'taki konakta yeniden Fikriye ile karşılaşır. Fikriye onun boynuna sarılıp uzun uzun öper, elini de beline dolar. Kıpkırmızı olur. Kemal ağabeyini dudaklarından öpmemek için kendini güç tutar, işte bu karşılaşma Ölümüne tutkunun başlangıcı sayılır.
Sonra yine ayrılıklar, Çanakkale Savaşı, sonra yine İstanbul ve Fikriye ile yeniden karşılaşma. Mustafa Kemal kendisini çılgınca seven bu kızla artık ilgilenmeye başlamıştır.
Sonra yeniden ayrılıklar. Mustafa Kemal'in Almanya gezisi, sonra yeniden İstanbul-Akaretler ve yeniden karşılaşmalar. Fikriye artık 21 yaşındadır. Ne var ki sevgilisine olan aşkı hep platonik bir havada kalır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder