20 Şubat 2014 Perşembe

Beyaz Yele

Beyaz Yele, Rene Guillot tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Can Yayınları, Roman, 9789755100821, 116 Sayfa, Ocak/2014
Kitabın 38. ve 39. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Atların beyi," demişti Antonyo. İhtiyar seyis bütün ömrünü o yörenin atlarıyla geçirmişti. Yarışırken, dövüşürken bir bakışta hangisinin safkan olduğunu, bey soyundan geldiğini bilirdi.
Beyaz Yele beklentileri hiç boşa çıkarmıyordu. Bütün taylardan daha ince, daha uzundu. Geniş, açık bir göğsü vardı. Damarlı bacakları sırf kastı.
"Demir gibi maşallah", diye gururlanıyordu Antonyo.
Ama hepsinden önemlisi, kanı kaynayan, öfkesi kabardı mı gözü dünyayı görmeyen zorlu bir attı Beyaz Yele. İnsanoğulları, kendi gölgesinden bile korktuğu bir çağda, bataklıkta onu anasından koparmışlardı. Bu büyük felaket başına geldiğinde henüz gencecikti.
Ne olursa olsun bunu unutamazdı. İnsanları düşman bellemişti bir kere. Su katılmamış yaban hayvanları gibi yaban domuzları, tilkiler gibi Beyaz Yele de insan kokusunu çok uzaktan tanıyordu.
Ovaya bir seyisin gölgesinin düşmesiyle, tay sürüsünün başını çeken Beyaz Yele'nin kişneyerek "kaç" işareti vermesi bir oluyordu. Antonyo bile bir kez olsun yanına yaklaşabilmiş değildi.
Ama Beyaz Yele, Folko'yu tanıyordu.
Folko pek çok kez kayığıyla bataklığı aşmış, yılkı atlarının toynaklarıyla dövdüğü büyük kara parçalarına yanaşmıştı.
Akşamları atlar nehre, suya inerdi.
O kadar atın içinde Folko dostunu hemen seçer, Beyaz Yele'ye adıyla seslenirdi. Güzel tay, kendince yumuşatmaya çalışsa da biraz çatlak çıkan bir kişnemeyle cevap verir, sonra burun deliklerini iyice açıp havayı koklayarak, merakla ama ürkerek yaklaşırdı.
İkisinin bir boyda olduğu, suyun kenarında karşılaştıkları o günü hatırlıyordu mutlaka.
At iyice serpilip gelişmiş, boy atmıştı. Sırf tatlı diliyle onu olduğu yere çivileyen bu insan yavrusuna tepeden bakıyordu artık.
Ne var ki tatlı ses içini okşasa da Beyaz Yele atların krallığının sınırını çizen bataklığın kıyısında Folko'ya hep birkaç adım mesafede durur, adeta ona "Sen," derdi, "sen de onlardansın, bir insansın. Aynı soydan değiliz."
Böylece mevsimler gelip geçti.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder