4 Şubat 2014 Salı

Hayal

Hayal, Ayşe Kulin  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Remzi Kitabevi, Roman, 9789751415950, 356 Sayfa, Ocak/2014
Kitabın 198. ve 199. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.


Direksiyona geçtikten sonra, "Ergin, bugün benim için yaptıklarına çok ama çok teşekkür ederim, arkadaşım," dedim.
"Sus kız! Lafını bile etme. Ben ne yaptım ki?"
"Daha ne yapacaksın! Benim yirmi beş yıldır yapamadığımı yaptın, yayıncı buldun bana."
Ergin'in sayesinde bir yayıncım vardı artık. Şimdi, bir an önce New York'a uçup, Aylin'i tanıyan insanlarla konuşmalıydım. Onat'ın Coke'n Roll'undan ayrılmış olmasaydım, şimdi cebimde beni oraya uçuracak para olurdu diye hayıflanırken, İzmir'den sevgilim aradı. Mart ayında bir iş görüşmesi için New York'a gitmesi gerekiyordu ve bana yeni bir diziye filan başlama da birlikte gidelim, diyordu.
Nutkum tutuldu, bir süre konuşamadım.
"Yoksa gelemiyor musun, reklam işi mi aldın yine?" diye sordu.
"Almadım," dedim, "geliyorum, evvvet! Tarihi belli mi?"
"Mart başı. Benim görüşmelerim üç günde biter ama sen de gelirsen biraz daha uzun kalırız diye düşündüm. Yeri ona göre ayırtacağım."
Ben ne şanslı bir insandım ya!
Hiç vakit kaybetmeden kimlerle görüşeceğime dair bir liste yaptım kendime. Betin cenazeden dönmüştü çoktan, o bana Aylin'in son iki kocasının telefon numaralarını, fakslarını ve adreslerini verdi. Zaten her ikisiyle de tanışıyordum, onlara hemen birer faks çektim, yazmak istediğim romandan söz ettim, New York'ta olacağım tarihleri bildirip, randevu istedim. Aylin'in psikolog kocası Radomisli'den ayrıca Aylin'in hastaları hakkında da bilgi istiyordum. Hastaların telefon numaralarını veya adreslerini yollayabilirse, randevu almaya çalışacaktım, geldiğimde konuşmak için. Günlerim, tanımadığım onlarca insana mektup yazmakla, faks çekmekle, randevu talep etmekle geçti. Çoğu akşam, saat kurup yattım ki, New York'ta kimseyi işinde rahatsız etmeden, akşam saatlerinde evlerindeyken telefonda konuşabileyim.
Nihayet New York'a doğru yola çıktığımda Aylin'in Amerika'da yaşayan son iki kocasıyla, birkaç önemli hastasıy-la, yakın arkadaşlarıyla ve yanında çalışan yardımcılarıyla randevularım kesinleşmişti. Ablası Nilüfer'den, en yakın arkadaşı Betin'den ve müşterek kuzinimiz olan Semra'dan aldığım sürüyle telefon numarasını da oraya vardığımda arayacaktım ki, İstanbul'daki telefonum, ödeyemeyeceğim miktarlar yüzünden kesilmesin.
îlk randevum, Aylin'in hayatı boyunca belki de gerçekten tek âşık olduğu adam, üçüncü kocasıylaydı. Mişel Radomisli'yle onun küçük ofisinde oturmuş Aylin'i konuşurken, ikimizin de zaman zaman gözleri yaşlanıyordu. Mişel bana, Aylin'in Oklahoma'ya gitmeden önceki dönemde çok mutsuz olduğunu, özellikle Joe'nun kızlarının onunla çok uğraştıklarını anlattı.
Ertesi gün, Aylin Mişel'le evlendikten sonra onların yanında çalışmaya başlayan Nuri'nin evindeydim. Nuri'yi Ankara'da, Nilüfer'in evinde çalıştığı delikanlılık yıllarından tanırdım. Bana açık kalplilikle, Aylin'in onu doktorlara göndererek nasıl tedavi ettirdiğini, değil sadece sakalının çıkmasını, sesinin kalınlaşmasını, evlenip çocuk sahibi olmasını bile Aylin'e borçlu olduğunu anlattı. Çok özeline girdiğinde, kadınlarla ilk tecrübelerini anlattığında rahatsız olduğumu hatırlıyorum. Fakat bunu bir iç dökme olarak kabul ettim. Çok şeyi borçlu olduğu Aylin artık yoktu, onun bir uzantısı gibi gördüğü bir yakınına açılma ihtiyacı duymuştu belki de... Dinledim. Sonra, bu anlattıklarını asla kitaba almayacağımı söyledim.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder