25 Şubat 2014 Salı

Küçük Şeyler 4 - Eşitler Evi

Küçük Şeyler 4 - Eşitler Evi, Üstün Dökmen tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Remzi Kitabevi, Kişisel Gelişim, 9789751413314, 244 Sayfa, Aralık/2013


Kitabın 160. ve 161. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.


İki Köleleştirme Türü: Cinsel Taciz ve Ensest

Eski çağlarda pek çok toplumda bir köle kadına sokakta cinsel tacizde bulunmak, hatta tecavüz etmek büyük bir suç değildi, belki de hiç suç değildi. Muhtemelen bütün hür erkekler, köle kadınlar üzerinde hakları olduğunu düşünürdü. (Bazı toplumlarda, hür kadınlar yanlışlıkla tacize uğramasın-lar diye köle kadınlara ayırt edici kıyafetler giydirilirdi.)
Günümüzde sokaklarda kadınlara cinsel tacizde bulunanlar, aslında kendileri açıkça düşünmeseler de, farkında olmadan, tüm kadınları kendilerine ait kabul edip, geçmişteki utanç verici bir davranış kalıbını sergilemektedir. Aslında hiçbir erkeğin tüm kadınlar üzerinde hakkı yoktur; evli çiftlerin bile ancak karşılıklı rıza çerçevesinde birbirleri üzerinde hakları vardır.
Bugün, her türlü cinsel tacizin, kanunlara ve ahlaka aykırı kabul ediliyor olması, işyerlerinde kadınlara anlatılan cinsel imalı fıkraların bile taciz kabul ediliyor olması sevindiricidir.
Cinsel tacizde, dürtü kontrolünde başarısızlık ve/veya isteksizlik söz konusudur. Bazı erkekler, bulundukları ortama, toplumsal kurallara göre cinsel dürtülerini kontrol eder, ahlaki davranışı içselleştirmemiştir. Yanı sıra bireysel ahlak edinmemiştir. Bu gruba giren erkekler, yakın çevrelerindeki, mahallelerin deki kadınlara saygılı davranır, onları 'ana, bacı' olarak algılar, ancak yabancı ortamlardaki kadınlara laf atabilir, elle tacizde bulunabüir. Örneğin eski İstanbul'daki kimi kabadayılar, kendi mahallerindeki kadınlara fevkalade saygılı davranırken, başka mahallelerde hamam basma dahil nice onaylanamayacak davranış sergiliyordu. Bütün bunlar, iç-selleştirilmemiş, bireyselleştirilmemiş bir ahlak anlayışının ürünüdür. Bu ahlak anlayışının temelinde, eskiden köleleri, günümüzde ise tüm 'yabancı' kadınları, 'kendilerine istenildiği gibi davramlabilecek birer köle' olarak algılama vardır. Bence, gerçekçi ve ahlaki olmayan bu eğilim, insanları tacizci olmaya itmektedir.
Bir de ensest (aile içi cinsel ilişki) var. Konuya alışılmışın dışında bir bakış tarzıyla yaklaşarak ensesti, aile içinde köleleştirmenin patolojik açıdan doruk noktasına varan bir tarzı olarak tanımlamak istiyorum. Ensest, ötekini köleleştirmenin en kabul edilemez şekli, sonuçları itibariyle de psikolojik açıdan en fazla hasar yaratıcı saldırganlık türüdür.
Ensest ile köleleştirmenin ne ilgisi var? Ensest vakalarında çoğunlukla, ilişkiyi başlatan ve "Sakın kimseye söyleme!" diye baskı yapan bir saldırgan, bir de ona boyun eğen bir mağdur/kurban vardır. Burada söz konusu olan saldırgan tavrın, görülmüş bütün köle tüccarlarının tavrından daha büyük bir tahakküm edicilik taşıdığı kanısındayım.
2008'de bir Avrupa ülkesinde, çevresinde saygıdeğer olarak tanınan bir erkeğin, bir daireye dönüştürdüğü evinin bodrumunda, öz kızını yıllarca hapis tuttuğu, ondan üç çocuk edindiği ortaya çıktı. İnsanları şoke eden bu suça ve patolojik duruma ilişkin pek çok yorum, açıklama yapılabilir. Yorumlardan biri, bu kişinin, yüzeyde, her şeyi mubah sayan bir köleleştirme, bir tahakküm etme davranışı sergilediğidir.
Ensest olaylarının ülkemizde ve dünyada, bilinenden daha yaygın olduğu tahmin edilmektedir. Ensest bazen sadece ailedeki iki kişi arasında kalırken, bazen diğer aile fertleri de bilir. 
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder