22 Mayıs 2014 Perşembe

Rumeli'ye Elveda

Rumeli'ye Elveda, Taha Akyol tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Doğan Kitap, İnceleme Araştırma, 9786050912869, 325 Sayfa, Şubat/2013
Kitabın 152. ve 153. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Londra'da toplantı halindeki Büyük Devletler bu sırada Osmanlı'ya bir nota verdiler; özeti şöyle: Edirne Bulgaristan'a bırakılacak, Çatalca'nın 30 kilometre ötesindeki Midye ve Enez kasabaları arasında çekilecek çizgi sınır olacaktır. (Midye-Enez hattı için 167. sayfadaki haritaya bakınız.)
Ege adaları mı? O konuda Büyük Devletler karar verecek!
Balkan Savaşı çıktığı sırada sadrazam olan Mahmut Muhtar Paşa, üst üste gelen yenilgiler üzerine, ihtiyar yaşında ihtirasla sarıldığı koltuğu istemeye istemeye bırakarak mecburen istifa etmek zorunda kalmıştı. Yerine 29 Ekim 1912'de yine 80 yaşındaki Kâmil Paşa sadrazam atanmıştı. İngiltere'ye yakın bilinen Kâmil Paşa İngiltere'den umduğu desteği bulamamıştır. Ya bu noktada öngörülen şartları kabul edecekti ya da savaş yeniden başlayacaktı.
İngiliz Dışişleri Bakanı Edward Grey'in, İstanbul'daki İngiliz büyükelçisine gönderdiği mektuptaki şu satırlar, İngiltere'nin o sırada takip ettiği politikanın net bir anlatımıdır:
Osmanlı Büyükelçisi Reşit Paşa ile görüştüm. Türklere İstanbul'u kurtarmak istiyorlarsa Edirne'yi vermeleri gerektiğini ve bir savaş durumunda her şeyi kaybedebileceklerim söyledim. Bütün sözlerim boşunaydı. Reşit Paşa Osmanlı delegasyonunun konferansı terk edebileceğini iletti.
Kuşatma ve bombardıman altındaki Edirne günden güne zayıflıyor, Büyük Devletler Londra'da Edirne'yi terk etmesi için Osmanlı İmparatorluğu'na baskı yapıyor.
Böyle felaketli bir dönemde Sadrazam Kâmil Paşa şöyle bir formül düşündü: Edirne, Müslüman vali yönetiminde bağımsız ve tarafsız bir devlet olacak; Osmanlı, Büyük Devletlerin notasın-daki diğer şartları kabul edecek... Yani adalardan vazgeçilecek, Trakya'da sınır Midye-Enez çizgisi olacak.
Kâmil Paşa'nın umudu, ileride Balkan devletlerinin kendi aralarında savaşa tutuşması, ancak o zaman Edirne'nin Osmanlı ordusu tarafından kurtarılabileceğidir. Bu siyasi bir kehanetti adeta.29 Gerçekleşecekti, fakat altı ay sonra...
Edirne'nin kaybedilmekte olduğunu gören İttihatçılar, Edirne'yi kurtarmak için Kâmil Paşa hükümetini bir darbeyle düşürmeyi düşündüler. 21 Ocak akşamı Beşezade Emin Bey'in Vefa'da-ki evinde bir toplantı yaptılar. Katılanlar şu isimlerdir: Talat (Paşa), Sait Halim Paşa, Hacı Adil, Ziya Gökalp, Binbaşı İsmail Hakkı, Kurmay Binbaşı Fethi (Okyar), Mithat Şükrü, Yarbay Cemal (Paşa), Dr. Nazım, Kara Kemal, Mustafa Necip...
Dikkat, Enver yok...
Her zaman meşruiyetçi bir liberal olan Fethi Bey darbe fikrine şiddetle karşı çıktı. Darbeyi yapacak olan Yarbay Enver yoldaydı, toplantıya yetişememişti. Talat Bey de fazla konuşmadı, dağıldılar.30 Ertesi gün, yani 22 Ocak'ta Yarbay Enver geldi ve Talat'la darbe planlarını yapmaya başladılar.
22 Ocak'ta Dolmabahçe Sarayı'nda Saltanat Şûrası toplandı. Şûrada savaşa devam edilmesini isteyen birkaç kişi dışında herkes, savaşı sürdürmenin mümkün olmadığını söyleyerek barış yapılmasını istedi. Bu, Kâmil Paşa hükümetinin "bağımsız Edirne" formülü karşılığında Midye-Enez hattını kabul etmesi demekti.
Şûra toplantısı İttihatçılarda "Hükümet Edirne'yi düşmana teslim ediyor" kanaatini güçlendirdi, Talat ve Enver darbenin 23 Ocak'ta yapılmasına karar verdiler.
Babıâli Baskını
Bütün Rumeli'nin ardından Edirne'nin de kaybedilmekte olduğunu herkes görüyor. İttihat ve Terakki, Kâmil Paşa hükümetinin Edirne'yi düşmana terk ettiğini düşünüyor. Bu yönde propaganda yapıyor. Öyleyse Kâmil Paşa hükümetini devirmek, iktidarı ele almak lazımdır! İttihatçıların temel düşüncesi bu!
Meselenin iç politika tarafı da vardır. Kâmil Paşa hükümeti, bozgunculuk yapıyorlar suçlamasıyla birçok İttihatçıyı tutukla-mıştır. Talat ve Enver'i de tutuklamak istiyordu. Fakat Talat Bey, Başkumandan Vekili Nazım Paşa'ya sadrazamlık teklif etmişti, bu bir taktikti! Buna inanan Nazım Paşa, daha fazla İttihatçının tutuklanmasını engelledi. Hatta İstanbul'da birkaç kritik askeri göreve İttihatçı subayları atadı; bu şekilde Cemal Bey (Paşa) İstanbul polisine, Enver Bey kolorduya hâkim hale geldi.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder