16 Haziran 2014 Pazartesi

Bir Düğün Gecesi

Bir Düğün Gecesi, Adalet Ağaoğlu tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Everest Yayınları, Roman, 9786051417301, 376 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 242. ve 243. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

5 Şubat 1952
"Her şey yolunda mı? Erler yemek yediler mi?"
"Yediler komutanım!"
Kulağım devamlı olarak telsizde. Bölük komutanının sualine böyle cevap verdim. Çünkü bölük komutanının telsizle sorduğu bu kodlu sualinin ne manaya geldiğini artık mükemmelen biliyordum. Bu sual, araziyi geçtiniz mi? İlerlemek yolunda mı? Zayiat var mıdır, yok mudur, demek oluyor. Ben de, erler yemek yediler komutanım, demekle, arazide ilerliyoruz, kayda değer bir hadise yoktur, demiş oluyordum.
Bundan tam iki ay evvelsiydi. Bütün gece yolalmıştık. Sabahın ikisine kadar düşman tel engellerine sessizce yanaşabilmiştik Öncü istihkâmlar mayın arayarak ilerlemekte, bunları evvela tesirsiz hale getirmekte ve tesirsiz hale getirdikleri yerlere beyaz şeritler çekmekteydiler. Benim kulağım devamlı surette telsizdeydi. Bölük komutanının sesini bir kere daha duymuştum!
"Yemeğe oturuldu mu?"
Yani, tel engellere yaklaştınız mı, diye soruyor. Ben de, yaklaştık. Ateşe başlayacağız. Tamam komutanım, demiş bulunuyorum. Bundan aşağı yukarı dört dakika sonra ben Sugar Cone Tepesi ve civar tepeler üstüne açılan havan, tank ve top ateşlerinin gür-lemesiyle telsizden artık hiçbir şey duyamaz olmuştum. Düşman, ateşimize karşı ateşle cevap vermekte tereddüt bile etmemiş, bizim bulunduğumuz yerler dahi havan toplarıyla dövülmeye başlanmıştı. Birdenbire İstihkâm Teğmeni'nin yıkıldığını gördüm. Onun yanına koşmak üzere ayağa fırlamıştım ki, aynı saniyede yanıbaşımda korkunç bir patlama duydum. Gözlerimin önünden rengârenk ışıklar geçti. Kafama, omzuma, bacaklarıma dipçiklerle vuruluyor zannettim. Derken bir ılıklık duydum. Kır-mızı bir akıntı gördüm. Kandı. Üstüme ateş, top sesleri yağıyordu. Bundan gerisini hatırlayamıyordum.
Şimdi esir bulunduğum bu kampta, istikbalimin ne olacağını düşünerek Remzi Abimi, Remzi Abimin yanında bıraktığım eşimden çok, yüzünü henüz göremediğim, bana üç aylık bir resmini yolladıkları biricik oğlum Yılmaz'ı düşünerek bu satırları yazıyorum. Ben bu defteri cebime, Kore'deki ilk günümden başlayarak şerefle dolu her günümü yazmak için koymuştum. Maa-teessüf defterimi kullanmak şimdi kısmet oluyor. İstikbalimin ne olacağını bilemediğim şu zulmet karanlığında, kalbim vatan hasretiyle çarparak ve bizi esir alanların ne yazdığımı görmelerinden korka korka hatıralarımı yazmaya gayret ediyorum. Kaderimi adım adım bu deftere geçirmeye gayret edeceğim.
Biraz evvel yatak komşum Tommy, arkam dönük ne yaptığımı sordu. Ben de, bacağım böyle daha rahat ettiği İçin böyle yattığımı söyledim...
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder