Kitabın 148. ve 149. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Her ikisi de durmuştu. "Pekâlâ, ama o kılıcı kemerinde tutarsan," dedi Hamnet. "Anlaştık mı?"
Gregor başını sallayarak onayladı. Bir süre sonra kendini toparlamıştı. Dönüp baktığında Hamnet'in Ripred'in omuzlarındaki kemeri düzelttiğini gördü. Gregor kendini biraz daha iyi hissediyordu. Hamnet ile anlaşmazlık içinde ormana gitmek istemezdi. Sıçanların taşıdıkları onlara yeterdi zaten ve kılıcını kullanmaya niyeti yoktu.
Frill yüklenip hazır olunca herkes onun etrafını açık bir çember gibi sardı ve ormana doğru yürümeye başladılar. İlk göründüğü gibi beş metre değildi, aslında Gregor'un en başta gözüne öyle görünmüştü. Onun arka ayakları üzerinde durabildiğini fark etti. Dört ayağının üzerinde bile etkileyici bir canlıydı. Parıltılı mavi yeşil deriyle kaplı bedeni burundan kuyruğa neredeyse altı yedi metre vardı. Hemen fark edilmese de boyun tüyleri rengârenkti. Frill'in ayakları da muhteşemdi, uzun ayak parmakları ile rahatlıkla her şeyi kavrayabilirdi.
"Çok güzel bir kertenkelen var," dedi Gregor Hazard'a. Çocuk ona şaşırarak bakmıştı.
"Teeşeeeekkküüürr eeedeeerrriiimm," dedi Frill uzun ve derinlerden yankılanan bir sesle.
Gregor, Frill'e başkasına ait bir evcil hayvanmış gibi davranmaması gerektiğini fark etmişti. İlk ziyaretinde yarasalara karşı da aynı hatayı yapmıştı. Frill de Ares gibi birine ait evcil bir hayvan değildi. Ne söyleyeceğini biliyordu.
"Üzgünüm," dedi Gregor. "Bilmiyordum..."
"Düşünebildiğimi mi?" diye tısladı Frill.
Hazard Frill'e döndü ve bir dizi uzun, garip tıslama çıkardı. Frill de ona anlaşılmaz seslerle yanıt verdi ve güldüler. Gregor yeraltında başka bir dil konuşan insan ilk kez görmüştü.
Frill kafasını iyice gömdü ve Hazard büyükçe bir paketi boynundaki kürkünün içine koydu. Karşılıklı tıslamaya devam ettiler ve Hazard paketin yerini sağlamlaştırdı.
"Ne yapıyor?" diye sordu Ripred, Hamnet'e kaşlarını çatarak. "O da tıslayarak konuşabiliyor mu?"
"Hazard her dili konuşabilir. Ona bir şans vermen yeterli olacaktır," dedi Hamnet gururla. "Ciyakla ona," dedi Hamnet.
"Ne?" dedi Ripred.
"Sıçan diliyle selamla onu," dedi Hamnet.
Gregor çocuğa baktı ve yüksek perdeden ciyakladı. Hazard o anda neredeyse Ripred'in sesinden ayırt edilemeyecek bir sesle karşılık vermişti.
"Bu ne anlama geliyor? Merhaba mı? Bazen farelerle konuşurum ama onlar merhabayı şu şekilde diyorlar..."
dedi Hazard ve üç sıçanın da yüzünü ekşitecek bir ayaklamayla seslendi.
"Güzel, birinizin kendi dilinizi konuşanlar dışındaki türlerde iletişim kurmak için çaba göstermesinin zamanı gelmişti," dedi Ripred. "İnsanlarla iletişim kurmak için insan dilini öğrenmek yorucu olabiliyor bizim için. Sen de konuşabiliyor musun?"
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.Gregor başını sallayarak onayladı. Bir süre sonra kendini toparlamıştı. Dönüp baktığında Hamnet'in Ripred'in omuzlarındaki kemeri düzelttiğini gördü. Gregor kendini biraz daha iyi hissediyordu. Hamnet ile anlaşmazlık içinde ormana gitmek istemezdi. Sıçanların taşıdıkları onlara yeterdi zaten ve kılıcını kullanmaya niyeti yoktu.
Frill yüklenip hazır olunca herkes onun etrafını açık bir çember gibi sardı ve ormana doğru yürümeye başladılar. İlk göründüğü gibi beş metre değildi, aslında Gregor'un en başta gözüne öyle görünmüştü. Onun arka ayakları üzerinde durabildiğini fark etti. Dört ayağının üzerinde bile etkileyici bir canlıydı. Parıltılı mavi yeşil deriyle kaplı bedeni burundan kuyruğa neredeyse altı yedi metre vardı. Hemen fark edilmese de boyun tüyleri rengârenkti. Frill'in ayakları da muhteşemdi, uzun ayak parmakları ile rahatlıkla her şeyi kavrayabilirdi.
"Çok güzel bir kertenkelen var," dedi Gregor Hazard'a. Çocuk ona şaşırarak bakmıştı.
"Teeşeeeekkküüürr eeedeeerrriiimm," dedi Frill uzun ve derinlerden yankılanan bir sesle.
Gregor, Frill'e başkasına ait bir evcil hayvanmış gibi davranmaması gerektiğini fark etmişti. İlk ziyaretinde yarasalara karşı da aynı hatayı yapmıştı. Frill de Ares gibi birine ait evcil bir hayvan değildi. Ne söyleyeceğini biliyordu.
"Üzgünüm," dedi Gregor. "Bilmiyordum..."
"Düşünebildiğimi mi?" diye tısladı Frill.
Hazard Frill'e döndü ve bir dizi uzun, garip tıslama çıkardı. Frill de ona anlaşılmaz seslerle yanıt verdi ve güldüler. Gregor yeraltında başka bir dil konuşan insan ilk kez görmüştü.
Frill kafasını iyice gömdü ve Hazard büyükçe bir paketi boynundaki kürkünün içine koydu. Karşılıklı tıslamaya devam ettiler ve Hazard paketin yerini sağlamlaştırdı.
"Ne yapıyor?" diye sordu Ripred, Hamnet'e kaşlarını çatarak. "O da tıslayarak konuşabiliyor mu?"
"Hazard her dili konuşabilir. Ona bir şans vermen yeterli olacaktır," dedi Hamnet gururla. "Ciyakla ona," dedi Hamnet.
"Ne?" dedi Ripred.
"Sıçan diliyle selamla onu," dedi Hamnet.
Gregor çocuğa baktı ve yüksek perdeden ciyakladı. Hazard o anda neredeyse Ripred'in sesinden ayırt edilemeyecek bir sesle karşılık vermişti.
"Bu ne anlama geliyor? Merhaba mı? Bazen farelerle konuşurum ama onlar merhabayı şu şekilde diyorlar..."
dedi Hazard ve üç sıçanın da yüzünü ekşitecek bir ayaklamayla seslendi.
"Güzel, birinizin kendi dilinizi konuşanlar dışındaki türlerde iletişim kurmak için çaba göstermesinin zamanı gelmişti," dedi Ripred. "İnsanlarla iletişim kurmak için insan dilini öğrenmek yorucu olabiliyor bizim için. Sen de konuşabiliyor musun?"
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder