10 Haziran 2014 Salı

Haneke, Hanke'yi Anlatıyor

Haneke, Hanke'yi Anlatıyor, Michel Cieutat, Philippe Rouyer tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Everest Yayınları, Sanat, 9786051417288, 453 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 268. ve 269. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Ana yapı olarak Bilinmeyen Kod geleneksel çok hikâyeli filmlerden ayrılıyor, zira bütün karakterlerin yollarını bir şekilde kesiştiriyorsunuz, ama finalde onları bir araya getirmiyorsunuz
Finalde onları nasıl bir araya getireceğim hakiki bir sorundu. Sonuçta üçünü, Juliette'i, Rumen kadını ve savaş fotoğraf çısını bir araya getirdim. Genelde, bütün karakterleri toplayan ya da en azından paralel olarak harekete geçiren bir durum ya da bir hadise olur. Sosyeteden însan Manzaraları'nda bu hadise deprem, Manolya'daysa (Magnolia, 1999) kurbağa yağmuruydu Bu filmde, televizyondan yayınlanan ve bütün karakterlerin de tekrarladığı bir şarkı var. Çok eğlenceli, ama gerçekçi bir filmde çok da mümkün değil.
Bilinmeyen Kod'da kısmen bir toplanma yaratan olay sağır dilsiz çocukların trampet konseri, filmde yegâne hakiki iletişim kuranlar da onlar...
Evet, ama trampetin agresif bir yanı da olduğu için o sahne aynı zamanda insanın biraz içini de karartıyor. Ayrıca, çocuklara çok eğlenceli gelse de sadece bu aynı zamanda bir çeşit protesto.
Baştan sona barbarlığın dönüşünü vurguladığınız bir filmde bu trampet sahnesi kısa bir coşku ânı gibi...
Coşku denemez; iyimserliği elden bırakmadan dünyaya mümkün olduğunca keskin bir gözle bakmaya çalışıyorum, diyebiliriz.
Daha adından başlayarak Bilinmeyen Kod iletişimsizlik meselesini deşiyor. Hepimizin ilişkisinde başkalarının erişemediği birtakım kodlar var...
"Babil miti" denen şey bu, insanları birbirinden ayırıyor. Aslında hiçbir zaman hakikaten iletişim kuramıyoruz, çünkü kelimelerin ve hareketlerin anlamı ve ağırlığı kişiden kişiye değişiyor. Aşık olduğumuzda ve karşımızdakinin de bizimle hisleri paylaştığını düşündüğümüzde aramızda gerçek bir iletişim olduğu yanılsamasına kapılırız. Ama bir süre sonra, ayağımız yere basar, gerçekliğe döneriz. Sadece seks ve müzik aracılığıyla bir başkasıyla aynı dalga boyunu yakalayabiliriz. O alanlarda da hile yapılabilir elbette, ama orada ilişkinin yoğunluğu, her bir kelimenin potansiyel bir yanlış anlaşılma kaynağı olabileceği sözel iletişimdeki bütün teati ihtimallerini aşar.
Bu iletişim kurma güçlüğü fotoğrafçı Georges ile çiftçi babası arasında çok yoğun bir şekilde hissediliyor.
Köylüler genelde pek konuşkan olmaz.
Babayla iletişimsizlik de sevdiğiniz temalardan biri...
Evet, birçok filmimde farklı düzeylerde değiniyorum bu temaya. Daha önce de söylediğim gibi, bunun şahsi tecrübeyle bir alakası yok. Zaten şöyle bir şey oldu; Kemirgenler'i seyrettiğinde babam, "İyi ama neden bu kadar berbat bir baba imgesi var filminde?" diye sormuştu. Şimdi size vereceğim cevabı vermiştim: "Bilmiyorum!"
Oyuncu ve tiyatro yönetmeni olmasına rağmen babanızla hiçbir zaman yakın bir ilişkiniz olmadı mı?
Onu ancak, rol aldığı bir oyunu yönettiğimde gerçekten tanıyabildiğimi düşünüyorum. Çok eğlenceli geçmişti. İki dirhem bir çekirdek, etkileyici edası olan bir adamdı. Bir televizyon filminde Thomas Mann'ı canlandırmıştı, ama oyunculuk tarzı nedeniyle daha çok klasik komedide kendini göstermişti. Eugene Scribe'nin Bir Bardak Su (Le Verre d'eau) oyununda mesela çok komikti. Özel hayattaysa, aynen benim gibi çok dikkafalıydı! Çok çekiciydi ve bende pek olmayan bir mizah duygusuna sahipti. Espri yapmaya, komik hikâyeler anlatmaya bayılırdı.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder