9 Haziran 2014 Pazartesi

Limon Ağacı

Limon Ağacı, Sandy Tolan tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Pegasus Yayınları, Roman, 9786054263974, 400 Sayfa, Haziran/2010
Kitabın 220. ve 221. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Arafat hâlâ, bir avuç genç adamın, ev yapımı patlayıcılar ve eski tüfeklerle sınırı geçip vur-kaç taktiğiyle statükoyu değiştiremeyeceklerini biliyordu; Filistin'de bir ayaklanma başlatmak istiyordu. Savaşçılarının Batı Şeriada İsrail'e karşı silahlı mücadelesini yönetiyordu.
Temmuz 1967de, aşağı yukarı Beşir ve kuzenlerinin otobüsle el-Ramla'ya gittikleri zamanda, Arafat bir Batı Şeria şehrinden diğerine gizlice giderek Yeşil Hat'tın öteki tarafında saldırı yapacak gizli bir hücre örgütlemeye çalışıyordu. O ve adamları Ramallah'ın kuzeyindeki mağaralarda uyuyorlardı; Şeyh İzzeddin el-Kassam'ın 1930'lardaki Büyük Arap İsyanı'nda yaptığı gibi. Arafat ne kadar hızlı olması gerektiğini anlamıştı. Şin Bet, İsrail'in kendi içindeki istihbarat servisi gözleri ve kulakları, her türlü devrimci hareketi kaydeden dehşetli bir Filistin muhbirleri ağını çoktan kurmuştu. Karşılığında işbirlikçiler para, seyahat belgesi veya hapisteki erkek kardeşi veya babası için cezai indirim alıyorlardı. Bu yüzden Arafat'ın her hareketi tutuklanmadan kaçınmak için çok büyük bir titizlikle hesaplanıyordu. Arafat'ın takma adı, Ebu Ömer'in efsanesi genellikle son andaki kaçışları üzerine kurulmuştu: Askerler ön kapıdan girerlerken arka pencereden sürünerek çıkması veya yaşlı bir kadın elbisesi giyerek ele geçirilmekten kurtulması; veya İsrailli askerlerin Arafat'ın mağarasına geldiklerinde hâlâ dumanı tüten kahvesini bulmaları gibi.
Arafat, sembolizmin gücünün gayet iyi farkındaydı. Fotoğraflarda, genç devrimci her zaman askeri kıyafet ve koyu renk gözlükleydi, kefiyesi tarihi Filistin şeklinde yapılıydı. Arafat, Fetih'in lideri, yoldaşı Ebu Cihad ve diğer savaşçıların resimleri ve hareketleri ikinci yıkıcı yenilgi ve bunun sonucundaki işgal ile bıkan halkı tekrar canlandırmıştı. Beşir ve diğer binlercesinin devamlı söylediği özgürlüğe giden yolun sadece Filistinlilerin kendileri tarafından belirlenmesi gerektiği inancı tekrar vurgulanmıştı. Sovyetler Birliği, İsrailliler tarafından harabeye döndürülen Mısır ve Suriye'yi tekrar silahlandırıyordu; Suriye Fetihe yardım etmeye devam ediyordu; ama Filistinliler Arap devletlerinin bir daha asla kuvvetlerini İsrail'e karşı savaşmak için birleştirmeyeceğini açıkça anlamıştı. Birleştirseîer bile, Arap liderlerinin güzel konuşmaları Filistinliler tarafından boş konuşmalar olarak algılanıyor, geçmişte özgürlük sözleriyle kandırıldıklarını düşünüyorlardı. Filistinliler şimdi acılı eve dönme arzularının içlerinden geleceğini anlıyorlardı. Arafat bunu seziyordu; insanlarının hayalini "Zafere kadar Devrim", "Ruhumuz ve kanımız Filistin için feda olsun" ve "Geri döneceğiz" sloganları ile ele geçirmişti.
Ramallah'a Eylül geldiğinde, avukatların grevinde bir azalma işareti gözükmemişti. Beşir ve avukat yandaşları, grevi hem Batı Şeriattaki işgali, hem de Doğu Kudüs'teki ilhakı protesto etmek için kullanarak mevzilenmişti. İsraillilere göre, ilhak Kudüs'ün her iki tarafını da birbirine bağlayacak ve Yahudilere, Tapınak Tepesi dahil olmak üzere kutsal yerlere devamlı geçiş sağlayacaktı; aralarında gelecekte Filistin Devleti'nin başkenti olmasını hayal eden Doğu Kudüs'teki Araplara göre "birleşim" işgalci gücün saldırgan bir hareketiydi. Çok geçmeden İsrailli inşaatçı ekiplerin Doğu Kudüs topraklarına küme halinde banliyöler kurduklarını göreceklerdi.
Arap avukatlara göre, Doğu Kudüs'te çalışmak, İsrail halkı, sürekli iş kaybını tehdit eden veya en azından Beşir ve diğer avukatların yapmaya hiç niyetleri olmadığı İbranice öğrenmeyi ve İsrail baro sınavını geçmeyi gerektirecek, büyük bir mesleki ve mali sıkışıklığı beraberinde getirmişti.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder