24 Haziran 2014 Salı

Osmanlı'yı Kuran Şehir

Osmanlı'yı Kuran Şehir, Mustafa Armağan tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Timaş Yayınları, Tarih, 9799752633642, 272 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 144. ve 145. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Bursa'da insan parmak uçlarında yürümeli
ve alçak sesle konuşmalıdır.
Clare Sheridan, Sade Türk Kahvesi

Gelenek, Bursa'nın kuruluşunu Hazret-i Süleyman'a dair "yeşil" bir efsaneye dayandırır. Evliya Çelebi'nin de ilginç bularak kaydettiği bu efsaneye göre, Hz. Süleyman, veziri Asaf Berhiya'yı yanına alarak çıktığı rüzgârın kanatlarındaki devriâlem sırasında yeşilden gayrı nesnenin görünmediği bir diyara rastlar ve manzaranın letafetinden cûş u hurûşa gelir, kendini tutamayıp "Cennet burası!" diye haykırır. Kulağı biraz ağırca işiten ihtiyar vezir, bu lafı "Cennet Bursa" şeklinde anlar ve Cennetin en demli vasfını oluşturan yeşil, o günden sonra Bursa imajının ikiz kardeşi olur. Bunun için olacak, Sultan III. Mehmed'in akıl hocası, tarihçi Hoca Sadeddin Efendi, Tâcü't-Tevârih'inde sık sık Bursa'nın tabiatını Cennetle mukayese eder ve akarsularını, Cennette köşklerin altından akan nehirlere benzetir.
Bursa'nın "yeşil" unvanı, tabiatına olduğu kadar, 600 yıllık Osmanlı tarihinde bir istisna teşkil eden ve şehrin bir semtine adını veren külliyeye de çok şey borçludur. Zamanında dört başı mamur bir külliye olan Yeşil sitesinden bugüne sadece cami, türbe, hamam, medrese ve imaret gelebilmiş durumda. Bu külliye içerisinde Yeşil Camii, dışındaki sade ve vakur havaya karşılık, içindeki rengarenk çini tezyinatı ile dikkatleri üzerinde toplarken, Yeşil Türbe hem içinde, hem de dışında bulunan turkuvaz renkli çinileriyle emsalsiz bir tek taş pırlanta gibi seçilir. Osmanlı Devleti'nin "bâni-i sânisi" (ikinci kurucusu) denilmeye hak kazanmış olan Çelebi Mehmed ile karısı, çocukları ve diğer hanedan üyelerinin cenazelerini barındıran türbenin inşasına padişahın sağlığında başlanmış ve ölümünden tam 40 gün önce bitirilmiştir (1421).
Mimarı, başarılı bir asker ve ilk ciddi Osmanlı mimar-müte-ahhidi (bina emini) kabul edilen Hacı îvaz Paşa'dır. Cami ile türbenin çini ve diğer tezyinat işleri, talihin garip bir cilvesi olarak, Timur'un türbesini de tezyin eden "Tebrizli ustalar" (Üstâdân-ı Tebriz) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu ustalar hem Osmanlı Devleti'ne ilk ağır darbeyi indiren Timur'un Semerkand'da muhteşem güzellikteki bir türbeyle "evliya talihi"ni paylaşmasına katkıda bulunmuşlar, hem de Osmanlı devlet ve toplumunu Fetret'ten çıkaran Çelebi Mehmed'e, Tanpınar'ın ifadesiyle, "velveleli bir hayatın sonunda dinlendirici hassaları olan bir suda yıkanır gibi" müsterihane bir son uyku fırsatını bahşetmişlerdir. Kısacası, savaş meydanlarının bu iki amansız hasmı, "sanatkârların ellerinden sızan hüner ve rahmâniyet sayesinde" sırlı, müşterek bir yolculuğa çıkmışlardır.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder