31 Temmuz 2014 Perşembe

Beş Parasızdım Ve Katilimi Arıyordum

Beş Parasızdım Ve Katilimi Arıyordum, Derviş Şentekin tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Kırmızı Kedi Yayınları, Roman, 9786054927272, 235 Sayfa, Haziran/2014

Kitabın 64. ve 65. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Derin bir nefes çektim, 41 içime doldu. Berberden çıkıp, köşedeki köftecide karnımı doyurduktan sonra bir taksiye atlayıp Taksim'e çıktım. Artık yıkılmaya terk edilmiş olan Atatürk Kültür Merkezi'nin önünde taksiden inip İstiklal Caddesi'ne doğru yürüdüm. İstiklal her cumartesi olduğu gibi hınca hınç dolmuş bir insan kalabalığına ev sahipliği yapıyordu. Sanki yıllardır bu kalabalıktan uzak kalmış gibiydim, İstanbul'a ilk geldiğim günün kokusu geliyordu burnuma... Fransız Konsolosluğu'nu geçtikten sonra İstiklal'i ve kalabalığını değil 41'i özlediğimi fark edince Tünel'e kadar yürüyüp geri dönme fikrinden vazgeçtim.
Soğuk bir günde keşfetmiştim 41'i. İstiklal'in kalabalığının içinde uzun süre avare avare dolaşmış, izlemek için sevebileceğim bir film bulamamış, bir yerde oturup sıcak bir şeyler içebilmek umuduyla ara sokaklardan birine sapmıştım. Soğuktan ayak parmaklarım bile sızlamaya başlamıştı. Önüme çıkan bir başka ara sokağa dalıp, üç katlı eski bir binanın giriş katındaki camekânın önünde durup burnumu cama dayayarak içerisini görmeye çalışmıştım. İçeride loş bir karanlık vardı, bir şey görünmüyordu. Birkaç adım geri çekilip kapısını aramış, az ileride bir giriş olduğunu görmüştüm. Üzerinde 41 yazan cam kapıyı yavaşça itip içeri süzülmüştüm, bomboştu.
Sekiz-on masa, her masanın etrafına dizilmiş üçer koltuk. Nereden geldiğini tam çıkaramadığım bir ses, "Saat dörtte açılıyoruz" demişti. Cam kapıyı kapatıp, sekiz-on metre ilerideki bara doğru sanki orada biri varmış gibi konuşmuştum: "Bir kahve içmek istiyorum ama..."
Barın yanındaki bölümü boydan boya kaplayan John Lennon'ın yüzü yavaşça ikiye bölünmüş, Lennon'ın burnuyla ağzının olması gereken yerde orta boylu, zayıfça biri sırıtarak bana bakmıştı. Dev fotoğrafın iki kanatlı bir kapıya yapıştırıl-dığını ben şaşkınlıkla izlerken, "Dörtte açıyoruz dedim ama dörde de kalmış şurada yarım saat. Buyrun bir masa seçin ve oturun. Türk kahvesi mi istiyorsunuz?" demişti.
41'in olduğu sokağa gelince durup bir soluklandım. Kapının önünde dört-beş kişi birer karartı olarak dikiliyordu. Yanlarına yaklaşınca o karaltıların sigara içmek için kapının önüne çıkmış müşteriler olduğunu anladım. Cuma ve cumartesi geceleri içeride sigara içilmesine izin vermiyordu Cengiz. "Bu laf dinlemez gazeteciler yüzünden iki kez ceza yedim" diye söylenip durmuştu bir keresinde. Kapının önüne geldiğimde içlerinde tanıdığım var mı diye gözucuyla baktım.
Cam kapıyı itip içeri girdim. Derin bir nefes çektim, 41 içime doldu...
John Lennon'la göz göze gelip küçücük gözlüklerinin daha da biçimlendirdiği hüzünlü yüzüne dikkatlice baktım. Uzun süre ayrı kaldığım evime dönmüş gibiydim. Hemen sağımdaki duvarda asılı duran Cengiz'in fırçasından çıkma futbolcu resimlerine baktım. Düz saçlarını alnına düşürmüş Cruyyf, bir İtalyan mafya filminde oynasa hiç sırıtmayacak-mış gibi duran Ardiles, çıkık elmacıkkemiklerinin hemen altından başlayan seyrek sakallarıyla Sokrates ve Cengiz'in o gerçek bir efsaneydi dediği Sabri Dino...
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder