31 Temmuz 2014 Perşembe

Gel Dersem Her Şeyi Bırakıp Gelirim Yeter Ki Gel De

Gel Dersem Her Şeyi Bırakıp Gelirim Yeter Ki Gel De, Albert Espinosa tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Pegasus Yayınları, Roman, 9786053433026, 238 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 148. ve 149. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Miktarı siz doldurursunuz. Oğlumu bulursanız varım yoğum sizindir," oldu ilk sözü.
Uzattığı eli sıktım, çeki reddettim. Bu tür teşviklere ihtiyacım yoktur. Beni harekete geçiren hep aynı güdüdür: Çocuğu bulmak. Sonrasında da masrafım neyse onu alırım, hiçbir zaman fırsattan istifade eden tiplerden olmadım. Çeki alırsam çocuğu kaçıran kişiden bir farkım kalmazdı. Elimden geldiğince soğuk davranmaya özen gösterdim. Benim işimde mesafeli davranmak önemlidir. İş ilişkisini koru; yılların bana öğrettiği bu.
Arabaya gittik. En pahalısındandı. Elim, yeniden yüzüklerin durduğu küçük keseye kaydı. Ardından babayı gözlemledim. Arabayı kullanmakta güçlük çekiyordu; bana sorarsanız uzun zamandır araba kullanmamıştı. Muhtemelen bir şoförü vardı ama bugün onu yanında getirmemeyi seçmişti. Yakın çevresindeki birkaç kişi haricinde kimseye çocuğunun kaçırıldığından bahsetmediğine emindim. Uykusuzluktan ve ağlamaktan şişen gözlerine odaklandım. Gözleri şişirebilecek en güçlü bileşim bu ikisidir. "Elimden geleni yapacağım," diye onu temin ettim. Bu cümleyi yüksek sesle söylemiş olmak beni şaşırttı.
Neden söylediğimi bilmiyorum, sanırım hâlâ ayrılığın etkisinde olduğum veya o gözler, bana on yaşındayken Bay Martin'i kaybettiğimde ağlamaktan şişen gözlerimi hatırlattığı için.
Evet, Bay Martın için o kadar gözyaşı dökmüştüm ki... Ertesi gün hemşire, durumunun kötüleştiğini ve sadece birkaç günlük ömrü kaldığını haber vermişti. Bay Martin'in yoğun bakım koğuşunda yavaş yavaş öldüğünü ve koca dünyada onu düşünüp endişelenen tek kişinin ben olduğumu bilmek beni öfkeden deliye döndürüyordu.
Daha da kötüsü onu görmeme izin vermemeleriydi, yakında ameliyata alınacaktım ve o da ziyaretçi kabul edemiyordu.
Asla paylaşamayacağımız o boş odada çok ağladım.
Ölmesinden korkuyordum. Onu kaybetmekten ve bana mutluluğa nasıl ulaşacağımı anlatamamasından korkuyordum.
Birini tanıma fırsatı bulamadan kaybetmek insana kendini iktidarsız hissettirir.
Odamın kapısı ne zaman açılsa beni çağırmaya gelen hemşireyi göreceğimi umuyordum.
Ama kimse gelmedi... Onu görmeme izin verilmeyen günlerden birinde bademciklerimi aldılar, nekahet dönemini atlattım ve toparlandığımda Bay Martin'in eşyalarım gözden geçirdim...
Deniz feneri fotoğraflarını neredeyse ezberlemiştim; bana kıymetli bir koleksiyonun parçaları gibi geliyorlardı. Favorilerimi seçmiş ve fotoğrafları ülkelere göre düzenlemiştim.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder