21 Temmuz 2014 Pazartesi

İndeki Vaiz

İndeki Vaiz, Ergün Poyraz tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Tanyeri Kitap, Siyaset, 9786054740161, 301 Sayfa, Temmuz/2014
Kitabın 176. ve 177. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Ben beş defa aynı inilti ve hicran dolu sesi işittim. Ses; of! Of! diyor ve duvar adeta vuslat hasretiyle inliyordu."
Fetullah olan şeyleri olduğundan başka gösterme maharetliyle üstat olduğu gibi, olmayan olayları da olmuş gibi anlatmakta da üstad-ı azamlığı hiç kimseye bırakmıyordu.
Ermeni ya da nam-ı diğer Kürt Said'in hayatına baktığımızda bu ucuz senaryoyu hemen hatırlıyorduk. Gülen'in ha-lüsinasyonunun hemen hemen aynısının Said'in de başından geçtiği, onun baştan sona uydurma ve gerçek dışı anlatımlara dayanan hayat hikâyesinde de yer alıyordu.
Bu üçüncü sınıf Yeşilçam senaryolarını andıran hikâyede farklı olan tek yan; aktörlerin kimliğiydi.
Asker tayını yememiş
Gülen, hayatını anlatan kitaplarda hak ve adalete ne kadar saygılı olduğunun kendince reklamını yapmak amacıyla, askerdeyken verilen yemeği, Kestanepazarı'nda talebelere ders verdiği süre içersinde abdest aldığı suyun parasını bile ödediğini söylüyordu.
Faruk Mercan tarafından kaleme alınan "Fethullah Gülen" adlı kitapta askeriyenin yemeğini yememesi şöyle yer alıyordu:
"Gülen, askerliği sürerken 1962 yılı sonbaharında hastalandı. Edirne yıllarında zaten çok az gıda alan Gülen, Ankaradaki askerlik günlerinde askerin karavanasından yemek yememişti.
Telsizci yapıldığından, "Diğer askerler düzeyinde askerlik yapmıyorum. Bana helâl olmaz" gerekçesiyle askeriyenin yemeğini İskenderun'da da yemiyordu. Hatta bu yüzden giydiği asker elbisesini de bir askeri öğrenciden satın almıştı, iskenderun'daki yiyeceği sadece zeytin, ekmek ve bazen küçük ispirto ocağının üzerinde haşladığı patatesti. Bu yemeğini yediği mekân telsiz arabasının içiydi."
Fetullah Gülen, günün 24 saatini geçirdiği Kestanepazarı'ndaki kursta beş yıl boyunca çalışıyor, bu süre zarfında bir kuruş bile para almadığını, talebeye ait bir lokma ekmeği yemediğini, bir kaşık yemeğe el sürmediğini, abdest için kullandığı suyun ve sabunun parasını bile ödediğini iddia ediyor, şunları anlatıyordu:
"Kestanepazarı'nda görev yaptığım beş senelik zaman zarfında, yaptığım görev karşılığında bir kuruş karşılık almadım, talebeye ait bir lokma ekmeği yemedim, bir kaşık yemeğe el sürmedim ve bir tek eşyayı kullanmadım. Hatta abdest için kullandığım suyun ve sabunun parasını dahi mutlaka ödedim. Rabbim'e sonsuz şükürler olsun ki, bu prensibimi şimdiye kadar da hep korudum..."
"Peki Gülen, geçinmek için parayı nereden buluyor" derseniz onun cevabı yok!.. Gerçi Gülen'in 1964 yılında tanıştığı ve bugüne kadar çok samimi bir şekilde süren ilişkilerinde hiç ara vermediği CIA Türkiye Masası Şefi Graham Fuller'e sorsak, o bu durumu aydınlatabilir!...
Ancak Fuller'e benim ulaşma olanağım yok.
Müslüman tebası da onun "Hocaefendi" olduğunu her fırsatta söylüyordu. Müslümanlığın kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de yer alan Bakara Suresi der ki;
"Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar..."
Sadece bu kadar mı tabii ki hayır!..
"Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir; onlar orada temelli kalacaklardır..."
Faiz yediği, faiz peşinde koştuğu, mahkeme kararlarında, mahkemelere verdiği dilekçelerde sabit olan Fetullah Gülen, öteki dünyada şeytanın çarptığı gibi kalkıp cehennemde temelli kalacaktı. Bunu ben demiyorum Kur'an-ı Kerim diyor!.. Kur'an'a göre faizcilik; helal değildir... Yasaktır!... Haramdır!... Kebairciendir. Yani büyük günahlardandır.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder