25 Temmuz 2014 Cuma

İtiraf

İtiraf, Emile Zola tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Aylak Adam Yayınları, Roman, 9786054849444, 192 Sayfa, Temmuz/2014

Kitabın 128. ve 129. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Oda bana karanlık ve serin geldi. Benim odama benziyor, ama benimkinden daha iyi mobilyalı ve daha az kirli. Evin ön cephesine yakın bir yerde, geniş koyu duvarda, büyük bir pencere var.
. Marie yalnızdı, hayatın ötesini önceden görebilen hastaların o düşünceli ve acınası haliyle hareketsiz, gözleri fal taşı gibi açık tavana bakıyordu. Pâquerette, henüz onun kahvaltısını hazırlamak üzere inmişti. Bir koltuğa bitişik küçük bir masanın üzerinde, bir yığın şişe, bir bardak ve et parçalan vardı. Pâquerette'in can çekişen kadından çok, kendine baktığını düşündüm.
Marie'yi alnından öptüm, ellerinden birini tutarak yatak örtüsünün kenarına oturdum. Usulca başını çevirip acı çekmediğini, aksine dinlendiğini söyleyerek gülümsedi. Sözleri, biraz boğuk, yalnızca zayıf ve okşayıcı bir mırıldanmaya dönüşmüştü. Başını eğmiş, ateşli kocaman gözleriyle bana bakıyordu; geniş açılı bakışlarında şaşkınlık, sevecenlik vardı. Bu sefil insanın karşısında duyduğum büyük bir sevgi kalbimi sıkıştırdı. Neredeyse ağlayacaktım.
Pâquerette yukarı geldi, yeni şişelerle yeni etler getirdi. Kötü havadan şikâyet ederek pencereyi açtı; masanın önünde, koltuğuna rahat rahat oturdu, sonra gürültü çıkararak yemeğe koyuldu. Marie'yi, sevgilileri ve gece hayatıyla ilgili sorgulayarak, ağzı dolu halde konuştu. Bu çocuğun hasta olduğunu bilmiyor gibi görünüyordu; onu, yatağını seven, yakınmayı alışkanlık haline getiren bir tembel gibi görüyordu. Küçülmüş yağlı parmaklarını yalayan, ağzı dolu vaziyette sırıtan, can çekişenle alay eden ve bana sinsi, edepsiz bakışlar atan, kimi yaşlı kadınların hâlâ kızaran gözlerinde bulunan şu çılgına dönmüş kibar fahişe bakışları olan bu kadına tiksintiyle bakıyordum.
Pâquerette yemeğine ara verip, koltuğunu yarım çevirdi; sonra ellerini eteğinin üzerinde birleştirerek bize baktı. Gözlerini bir Marie'ye bir bana çevirerek kötü bir gülümsemeyle her ikimize de birer bakış fırlattı.
"Eh, güzelim benim! Yakışıklı bir çocuk, değil mi?" dedi hasta kadına, parmağı ile beni işaret ederek. "Kalbi bomboş ve yeni aşklara ihtiyacı var."
Marie, gözlerini kapayarak, tuttuğum elini geri çekerek, hüzünlü bir edayla gülümsedi,
Pâquerette'e bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Yanılıyorsunuz, kalbim bekâr değil, Laurence'ı seviyorum," diye cevap verdim,
Marie, gözkapaklarını açtı ve daha canlı, sıcak bulduğum ellerini bana uzattı.
"Laurence Laurence, bu kadın sizinle iyi alay edi-
yor!" diyerek sırıtıyordu ihtiyar kadın. "işte erkekler. Kendilerine kim ihanet edip onları terk ederlerse onu severler. Kadını arayınız, zavallı bayım."
Bu yaşlı kadının gevezeliklerine genellikle önem vermediğimden, pek bir şey anlamıyordum. Ve nedenini anlayamadığım belirsiz bir kaygı yaşıyordum. Anlaşılmaz bir sıcaklık, acı veren bir titreme ile bedenimi sardı,
"Dinleyin, çocuklar," diye ekledi Pâquerette sakin bir edayla, "ben iyi bir kadınım, sizinle alay edilmesi hoşuma gitmiyor. Her ikiniz de sevimlisiniz, kuzular kadar yumuşak, ekmek kadar lezzetlisiniz. Sizi evlendirmeyi düşledim; biliyorum, hiçbir zaman, olağanüstü  iki  küçük yaratığı birleştirmemeliydim.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder