9 Temmuz 2014 Çarşamba

Mübadil

Mübadil, Handan Öztürk tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Artemis Yayınları, Roman, 9786051424507, 606 Sayfa, Temmuz/2014
Kitabın 438. ve 439. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Günün hangi saatinde, hangi işlerin yapıldığını öğrenen İra, artık hiçbir ayrıntıyı aksatmadan her şeyi tıkır tıkır yapıyordu. Hatta bununla da kalmayıp kendine yeni işler yaratıyordu. Arka bahçeyi boydan boya bellemiş, hayvanların gübresini şerbete yatırarak dinlenmeye bırakmıştı. Göreme'de babasının işçilerinin yaptıklarını hatırlamaya çalışıyor ve aklına yatanları denemekten çekinmiyordu.
Yayla halkı evlerinin önündeki bağlıklara genellikle pancar ve patates ekiyordu. İra, mevsimi biraz kaçırmış olmasına rağmen ön bahçeye de domates, biber, salatalık, kabak ekmeye karar vermişti. Trabzondan gelen ve az konuşup çok çalışan bu yeğenin Bahtiyar'ın evine getirdiği bereket komşuların gö-züden kaçmadı. Giderek onunla ahbap olmak için daha sık uğramaya, sorularıyla onun hakkında daha çok şey öğrenmeye çalıştılar. İra, Bahtiyar'ın tavsiyelerine uyarak neredeyse bir koca karı gibi gösterişsiz elbiseler giyiyor ve gerekmedikçe söze karışmıyordu.
Ama birkaç kez koyunları toplamak için meraya gittiğinde karşılaştığı ufak tefek genç bir kadınla selamlaşmış ve ona kanı kaynamıştı. Daha sonra pazarda da bir iki kez göz göze gelince bir bahaneyle birbirlerine adlarını sorup evlerini göstermişlerdi. Sarı saçlı, yeşil gözlü ve buğday tenli olan Emine daha çok yeni yetme bir kız gibiydi.
İra onun da kendisi gibi değişik bir şiveyle konuştuğunu fark etti. Bahtiyar ile birlikte Ön bahçede kekik çayı içtikleri bir gün uzaktan Emine'yi görünce dayanamayıp Bahtiyar'a, "Bu kadın kim?" diye sordu.
Bahtiyar bir süre dikkatle İraya baktıktan sonra, "Ha o mu? Daha Önce hiç karşılaşmadınız mı?" diye sordu.
İra, "Birkaç kez karşılaştık. Adı Emine'ymiş. Başka da konuşmadık," dedi.
Bahtiyar bu iki genç kadının birbirlerini keşfetmelerinin altında Allah'ın bir hikmeti olduğunu düşünüp Emine'nin hikâyesini ona olduğu gibi anlatmaya karar verdi.
"Onun hikâyesi de biraz seninkine benzer kızım," diye lafa girdi.
İra ürperdi. Bahtiyar devam etti.
"Onun gerçek adı Pandelli'dir. Perşembe'nin köylerinden geldi. Daha doğrusu şimdiki kocası olan Cemal Çavuş, onu cebren kaçırıp kuma yaptı."
Ira daha hikâyenin başını duyar duymaz Emine'yi bulup ona yardımcı olmak, kanatları altına almak istedi. Onun bu aşırı duygusallığını fark etmeyen Bahtiyar devam etti.
"Rum sevkiyatı başlayınca askerler, Pandelli'nin köyüne de girip hazırlanarak yola çıkmalarını söylemişler. Adamlar hazırlanırken kadınlarla çocuklar korkudan kiliseye toplaşmışlar. Derler ki o zaman askerler kilisedeki kadınlardan, kızlardan gönlünün çektiğini alıp gitmiş. Ya da ırzına geçip geri getirmiş. Cemal Çavuş da bu Pandelli'yi gözüne kesmiş.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder