12 Temmuz 2014 Cumartesi

Piyonun Son Hamlesi

Piyonun Son Hamlesi, Lisa Unger tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Martı Kitabevi, Roman, 9786053483298, 431 Sayfa, Haziran/2014
Kitabın 270. ve 271. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Belki," dedim.
Bu ipuçları, bu işkence görmüş ruhların trajik yalanları ve sırları... Şey, içimde bir yerlerde bana tanıdık geliyordu diyelim. Bu çocuk benim hakkımda ne biliyordu? Ve nasıl bilebiliyordu? Ayrıca neden beni bu şekilde rahatsız ediyordu?
"Nerede olduğunu biliyorsan, gidip bir sonraki ipucuna ulaşmanı öneririm," dedi Luke. "Fazla zamanın yok." Şimdi de çizgi romanlardaki kötü karakterler gibi konuşuyordu.
"Yarın," dedim.
"Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun?"
Bunu fısıldayarak söylemişti ama çığlık atsa da olurdu. O kelimeler, Beck'in kelimeleri, birden beni delip geçti. Bi-sikletindeki çamurları, ağaçların arasından kaybolan silueti düşündüm. O gece Luke oradaydı. Bizi gördü.
Hattın diğer ucunda kahkaha atmaya başladığında telefonu yüzüne kapattım. Tekrar aradığında da telefonumu tamamen kapattım.
Hızla giyinip odadan dışarı çıktım. Luke fazla zamanımın kalmadığını söylerken neyi kastediyordu? O gece ne görmüştü? Gördüklerini kime anlatmıştı? Beck'in nerede olduğunu biliyor muydu?
Dairede yalnız olduğumu sandım ama teyzemin valizini görünce onun Ainsley'nin odasında uyuduğunu anladım. Onu uyandırıp geldiği için teşekkür etmeyi ve sonra nazikçe ondan Florida'ya dönmesini istemeyi düşündüm. İşler karışmak üzereydi. O zaten çok fazla şey yaşamıştı; bunları yaşamasına gerek yoktu.
Ancak bunun işe yaramayacağını biliyordum. Onu uyandırırsam benimle konuşmaya çalışacaktı. Daha fazla konuşamazdım. En kötüsü de teyzemin beni gerçekten tanıyor olması. Aileyle ilgili problem budur işte. Dünyadaki insanların geri kalanını taktığın maskelerle ve giydiğin kostümlerle kandırabilirsin ama bebekken bezini değiştirmiş olan insanlardan hiçbir şey saklayamazsın.
Kabanımı giyip daireden sessizce çıktım. Loş koridorda yürüyüp yangın merdivenlerinden bodrum katındaki çamaşırhaneye indim. Burası boştu ama iyi aydınlatılmıştı. Gri koridorda ilerlerken havadaki yoğun yumuşatıcı kokusunu içime çektim. Sonunda arka kapıya ulaşıp bisiklet parkının yanına çıktım.
Gecenin içinde pedal çevirirken ve kalbim bedenime yeterli gücü sağlamak için hızla atarken, Rachel'ın bana söylediklerini düşündüm. Luke sınıfındaki diğer öğrencileri ma-nipule ederek onların kendi istediği şekilde hareket etmesini sağlamıştı. Çünkü yapabiliyor, demişti Rachel. O kadar sıkılıyor ki sürekli bir hareket istiyor. Beni de tuzağa düşürmüştü. Attığı yemi yakaladığım zaman aslında onun oltasına yakalanmıştım. Her av kendi avcısını seçer.
Arkamdan gelen far ışıklarını fark etmem uzun sürmedi. Kenara geçip başımı çevirdiğimde Dedektif Ferrigno'yu ya da bir polis arabasını görmeyi bekliyordum. Bunu onlara nasıl açıklayacaktım? Fakat Langdon'un arabasını gördüm.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder