18 Temmuz 2014 Cuma

Seninle

Seninle, Jasinda Wilder  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Pena Yayınları, Roman, 9786055057244, 309 Sayfa, Temmuz/2014
Kitabın 88. ve 89. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Galiba öyle. Sigara içmek kötüdür. Belki de kalıtsal bir antipatidir." Omuz silktim. "Sigara içen kimseyi tanımıyorum."
Colton, "Artık tanıyorsun," dedi. "Ben de pek içmiyorum. Sosyal olarak, genel olarak. Ya da stresli olduğumda."
"Bu seferki stresten sayılıyor galiba," dedim.
"Küçük kardeşimin ölümü mü? Evet. Art arda sigara içilecek bir olay." Gelişigüzel, neredeyse umursamayarak konuşuyordu ama kafasını çevirip sigarasının ucunda yanan turunculuğa bakarken gözlerindeki mahvedici acıyı gördüm.
"Deneyebilir miyim?"
Bana baktı, emin olup olmadığımı sessizce sorarken bir kaşını kaldırdı. Beyaz çubuğu iki parmağıyla altından tutup bana uzattı. Tırnaklarının arasında makine yağı vardı, parmaklarının uçları nasır tutmuştu. Bu, gitar çaldığının bir göstergesiydi.
Sigarayı aldım ve tereddütle dudaklarıma götürdüm, bir dakika bekledikten sonra içime çektim. Acı bir hava, nane gibi bir şeyin tadını aldım ve sonra bir nefes çektim. Ciğerlerim yandı ve isyan etti. Öksürerek dışarı üfledim. Colton alçak sesli bir kahkahayla güldü.
Başım o kadar döndü ki neredeyse düşecektim. Kendimi dengede tutmak için bir avucumu ağaca yasladım. Colton iri ellerinden birini dirseğime doladı.
"İlk nefes başını döndürür. Şu an bile, eğer uzun zamandır içmemişsem benim de başım döner." Sigarayı geri aldı, bir nefes çekti ve burun deliklerinden üfledi. "Bağımlısı olma, tamam mı? Bu halta, seni sigaraya bulaştırdığımı bilmeme gerek yok. Bu çok kötü bir alışkanlık. Benim de bırakmam gerek." Sözcüklerine yalanlar da ekleyerek bir nefes daha çekti.
Sanki acının ağırlığı ayakta durmak için çok fazlaymış gibi ağaca yaslandı, eğildi. Bu hissi biliyordum. Benim parmaklarım onunkilere dokununca kolumu saran nahoş kıvılcım hissini görmezden gelerek sigarayı parmaklarının
arasından aldım.
Bir nefes çektim, dumanı tattım ve üfledim. Tekrar öksürdüm ama bu sefer daha az. Kafamdaki rahatlamanın yayıldığını hissettim. Bu hissi sevmiştim. Bir nefes daha çektim ve sigarayı ona uzattım. Annemin benim çıktığım arka kapıda dikilip bizi izlediğini gördüm.
Colton da bakışımı takip etti. "Lanet olsun. Sanırım gitme zamanı."
"Ben seninle gidebilir miyim?"
Ağaçtan uzaklaşırken duraksadı. Benden bir otuz santim kadar uzundu, omuzları futbol oyuncularının omuzlarındaki destekler gibiydi, kolları kalındı. İrikıyım olduğunu fark ettim. Kyle ince ve formdaydı. Colton... Bambaşkaydı. Bariz bir şekilde güçlü, ters ve ilkeldi.
"Benimle gitmek mi?" Ricam onu şaşırtmış gibi görünüyordu.
"Mezarlığa. Annemler... Konuşmak isteyecekler. Sorular soracaklar. Yapamam... Yapamam işte."
Uzun bir nefes daha çekti, sonra sigaranın ucundaki kırmızılığı parmaklarıyla sıktı ve yere atıp üstüne bastı. Paketi cebine tıkıştırdı. "Tabii. Hadi gidelim."
Onu, kocaman lastikleri ve kabinin arkasında dizel egzoz boruları olan bir Ford F-250'ye kadar takip ettim. Çamurluydu ve koltukların altında kilitli bir kasa vardı. Benim yanımda, bana dokunmadan yürüdü. Uzaklardan annemin sesini duydum ama duymazdan geldim. Soracağını bildiğim sorularla başa çıkamazdım.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder