Kitabın 86. ve 87. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
AŞK VE DELİLİK
Aşk cinnet ile cennet arasında bir köprüdür.
"Mecnun"un türediği "cünun", örtmek, perdelemek anlamına gelir. Anne karnındaki insan yavrusuna "cenin" denmesi, o da anne karnında örtük olduğu içindir. Cennet de aynı köktendir. Ağaçlarla kaplı olduğu için ya da gayb âleminde perdelenmiş olduğu için Cennet denmiştir ona.
Cünun da aklın örtülmesi, perdelenmesi halidir. Aşırı sevgi aldı örter. însan faydayı, zararı göremez olur. Göremediği için de nasihat dinlemez. Asıl adı Kays olan Mecnun'a bu ismin verilmesi aldı örtük olduğu içindir. Cünun geçici bir haldir. Fakat Mecnun bu halin içinden çıkmak istememiş, cünun ülkesinde yaşamayı tercih ettiği için Mecnun adını almıştır. Hatta babası Mecnun'u dua etsin de aşk derdinden kurtulsun diye Kabe'ye götürür. Mecnun Kabe örtüsünün altına girer ve Allah'a aşk belasından kurtulmamak, hatta gittikçe aşka daha çok müptela olmak için dua eder:
Aşk cinnet ile cennet arasında bir köprüdür.
"Mecnun"un türediği "cünun", örtmek, perdelemek anlamına gelir. Anne karnındaki insan yavrusuna "cenin" denmesi, o da anne karnında örtük olduğu içindir. Cennet de aynı köktendir. Ağaçlarla kaplı olduğu için ya da gayb âleminde perdelenmiş olduğu için Cennet denmiştir ona.
Cünun da aklın örtülmesi, perdelenmesi halidir. Aşırı sevgi aldı örter. însan faydayı, zararı göremez olur. Göremediği için de nasihat dinlemez. Asıl adı Kays olan Mecnun'a bu ismin verilmesi aldı örtük olduğu içindir. Cünun geçici bir haldir. Fakat Mecnun bu halin içinden çıkmak istememiş, cünun ülkesinde yaşamayı tercih ettiği için Mecnun adını almıştır. Hatta babası Mecnun'u dua etsin de aşk derdinden kurtulsun diye Kabe'ye götürür. Mecnun Kabe örtüsünün altına girer ve Allah'a aşk belasından kurtulmamak, hatta gittikçe aşka daha çok müptela olmak için dua eder:
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl aşina beni
Yâ Rab aşk belasıyla içli dışlı kıl beni,
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüda beni
Bir an bile ayırma aşk belasından beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyade nigarımın
Gittikçe artır sevgilimin güzelliğini,
Geldikçe derdine beter et müptela beni
Bana gelince onun derdine daha çok müptela et beni
Yâ Rab aşk belasıyla içli dışlı kıl beni,
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüda beni
Bir an bile ayırma aşk belasından beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyade nigarımın
Gittikçe artır sevgilimin güzelliğini,
Geldikçe derdine beter et müptela beni
Bana gelince onun derdine daha çok müptela et beni
Mecnun un hali sürekli, fakat unutmamak gerekir ki her aşkın kendi içinde bir cünun iklimi vardır. "Mecnun um Leyla'mı gördüm" diyen çok insan olduğu için Mecnun bir âşık prototipi olarak bu kadar sevilir, benimsenir.
Bizim yaşadığımız dünya nedensellik ilişkisinin olduğu bir dünyadır. Sonsuz ve sınırsız değil. Oysa aşk insana sonsuzluk duygusu veriyor. Başka bir gerçekliğe geçirir, başka bir âleme çeker insanı.
Aslında Mecnun un cinneti, nedensellik ilişkisinin ve maddi sınırlılıkların olduğu bir dünyada aşkın sonsuzluğunu yaşama çelişkisinden kaynaklanıyor. Dünyadaki sınırlarla, nedenselliklerle kuşatılmış insanın sonsuzluğa ulaşma çığlığı gibidir aşk. Tüm âşıkların zaman zaman yaşadığı temel çelişki de budur.
Bu, şizofreniyle normal kişinin farkına benziyor. Beyinde ağsal bir yapı vardır. Beyin kendisine ulaşan bilgiyi gerçek mi değil mi bir sınamadan geçirir. Diyelim ki elinizdeki kalemi bırakıyorsunuz, yere düşüyor. Kalemi havada bıraktığınız zaman yere düşmeyip yukarı yükselirse, fizik kanunlarına uygun hareket etmediğini görüp bunun nedenlerini araştırırsınız. Manyetik bir alan mı var, kalemi yukarıya doğru çeken nedir diye bakarsınız. Fakat zihninde şizofrenik bir yapı olan kişi bununla ilgilenmez. Onun dünyası maddi gerçeklikle sınırlandırılmış değildir.
Şizofrenler üç gerçekliği birbirine karıştırırlar: Hayal gerçekliği, rüya gerçekliği ve maddi gerçeklik. Bir de buna duygu gerçekliğini ekleyebiliriz.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.Bizim yaşadığımız dünya nedensellik ilişkisinin olduğu bir dünyadır. Sonsuz ve sınırsız değil. Oysa aşk insana sonsuzluk duygusu veriyor. Başka bir gerçekliğe geçirir, başka bir âleme çeker insanı.
Aslında Mecnun un cinneti, nedensellik ilişkisinin ve maddi sınırlılıkların olduğu bir dünyada aşkın sonsuzluğunu yaşama çelişkisinden kaynaklanıyor. Dünyadaki sınırlarla, nedenselliklerle kuşatılmış insanın sonsuzluğa ulaşma çığlığı gibidir aşk. Tüm âşıkların zaman zaman yaşadığı temel çelişki de budur.
Bu, şizofreniyle normal kişinin farkına benziyor. Beyinde ağsal bir yapı vardır. Beyin kendisine ulaşan bilgiyi gerçek mi değil mi bir sınamadan geçirir. Diyelim ki elinizdeki kalemi bırakıyorsunuz, yere düşüyor. Kalemi havada bıraktığınız zaman yere düşmeyip yukarı yükselirse, fizik kanunlarına uygun hareket etmediğini görüp bunun nedenlerini araştırırsınız. Manyetik bir alan mı var, kalemi yukarıya doğru çeken nedir diye bakarsınız. Fakat zihninde şizofrenik bir yapı olan kişi bununla ilgilenmez. Onun dünyası maddi gerçeklikle sınırlandırılmış değildir.
Şizofrenler üç gerçekliği birbirine karıştırırlar: Hayal gerçekliği, rüya gerçekliği ve maddi gerçeklik. Bir de buna duygu gerçekliğini ekleyebiliriz.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder