25 Ağustos 2014 Pazartesi

Tutunma Çabası Aidiyet

Tutunma Çabası Aidiyet, Adem Güneş tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Timaş Yayınları, Aile Eğitimi, 9786050816907, 220 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 120. ve 121. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.


Küçük Adam, Hanım Hanımcık Kız
Ön yargılar sadece olumsuzluk içermez. Olumlu ön yargılar da vardır. Fakat onlar da süreç içinde çocuğa olumsuz geri dönüş yapar. Mesela, 5 yaşındaki çocuktan 7 yaşındaki bîrinin davranışlarını beklemek ya da 15 yaşındaki ergenden koca adammış gibi hatasızlık ve kusursuzluk talep etmek gibi...
Oysa insan yanlışlarla doludur, çocuklar da... Ancak ebeveynler mükemmel çocuk beklentisi içinde olduklarından dolayı, çocukların hatalarına karşı oldukça tahammülsüzdürler. Halbuki yaşamı boyunca yaptığı hatalar liste halinde kendilerinin önüne çıkarılsa çok utanırlar. Fakat çocuklar söz konusu olduğunda onların hatalarını didik didik etmekten de rahatsızlık duymazlar.
Çocukluk yaşanmadan gerçek olgunluk çıkmaz ortaya. Üstelik çocuk, yaşının gereğini yerine getirebildiği müddetçe duygusal ve zihinsel gelişimini gerçekleştirir.
Sadece ebeveynler değil, toplumumuz da yaşından büyük davranışlar bekler çocuklardan. "Maşallah, büyümüş de küçülmüş sanki. Çok olgun davranıyor. Hanım hanımcık olmuş. Kocaman adam sanki." gibi cümleler yaşını, kendini yaşayamayan çocuklara yapılan iltifatlardır.
Çocuklar yetişkinlerin beklentilerini karşılarken aslında içinde bulundukları yaşı yaşamadan, kendilerini gerçekleştirmeden bir sonraki basamağa geçerler. 20 yaşındaki kızların 30'unda gibi görünmesi, 35 yaşındaki gencin 60'ındakî dede gibi davranması çok tanıdıktır bu yüzden. Böylece insan ilişkilerindeki o çocuksuluk, doğallık yok olur. Kişi duygularını o an yaşamak yerine, bastırmayı tercih eder çoğu zaman; gülecekse gülmez, ağlaya-caksa ağlamaz, neşelenecekse neşelenmez.
Yaşından büyük beklentiyle başkalaşmış çocuklar ailesinin yanında rahat hissetmez kendini. İçinden şımarmak gelirken şıma-ramaz. Koşmak ister, koşamaz. Takla atacak, atamaz. Saçmalayacak, saçmalayamaz. Sevdiği birini paylaşacak, anlatamaz. Bu hallerin bir sonucu olarak çocuk, kendi yaşının özelliklerini yaşayan kişilerle aidiyete yönelir. Onların yanında koşar, şımarır, şakalaşır, saçmalar. Aynı durum gençler için de geçerlidir.
Mesela alışveriş merkezine, eğlence mekânlarına, tatile gitmek istemez anne-babasıyla. Çünkü ebeveynler, "Niye güldün? Ağzındakini çıkar. Düzgün dursana. Elini cebine sokma. Sana nasılsın dedi, cevap versene. Çocuk gibi düşünme, seçtiğin kıyafetler biraz da ağır olsun." diye sürekli çocuklarını sorgular, davranışlarını eleştirir, kendi doğrularını dikte etmeye çalışır. Onların kendi istekleri doğrultusunda davranmasını engeller hep. Kısıtlanmış gençler de ebeveynlerle değil, kendi arkadaşlarıyla program yapıp eğlenmekten keyif alır. Tüm bunlar çocukla ebeveyn arasında aidiyete engel olur. Çünkü çocuk, içinde bulunduğu yaşın gereğini nerede rahatça sergîleyebiliyorsa, o özgürlük hissiyle aidiyet ilişkisini kurar.
Anne-babalar, genelde çocuk rahat davranırsa yoldan çıkacağını, ele avuca bir daha sığmayacağını düşünürler.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder