15 Ağustos 2014 Cuma

Her Şeyin Bittiği Yerden

Her Şeyin Bittiği Yerden, Sami Dündar tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Destek Yayınları, Edebiyat, 978605499473, 432 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 126. ve 127. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Karolin Hemşire
Odanın kapısı açıldığında hafif tombul, yüzü çocuksu ve güleç, uzun boylu bir hemşire ile annem içeri girdiler. "Merhaba Sami Bey, adım Karolin. Bugün nöbetçiyim, sizinle ben ilgileneceğim, servisimize hoş geldiniz" dedi. Hafifçe gülümsedim. Annem çek-yat kanepeye oturdu. "Güzelmiş oda" dedi.
Aralarında İsmail Bey ve Alim Bey'in de olduğu yedi sekiz doktor odaya girdiler. İsmail Bey, "Sami Bey, artık bu serviste tedavi edileceksiniz. Reanimasyon döneminiz sona erdi. Artık yoğun bakım ünitesiyle ilişiğiniz bitti, fakat taburcu edilene kadar Mois Hoca başkanlığında yoğun bakım servisi sizin tedavi sürecinizi izleyecek. Dolayısıyla her gün görüşmeye devam edeceğiz. Bu serviste ortopedi, dahiliye, hariciye, psikoloji, fizik tedavi, nöroloji, kardiyoloji, üroloji gibi tüm uzmanlık alanlarından doktorlar sizin tedavinizi sağlayacaklar. Geniş bir kadroyla sizin en kısa zamanda taburcu olmanız için elimizden geleni yapacağız. Yanınızda refakatçi kalabilir. Kontrollü olarak ziyaret yapılmasına izin vereceğiz. Kendinizi iyi hissettiğiniz sürece telefon görüşmeleri yapabilirsiniz. Bundan sonra beslenmeniz ağız yoluyla yapılacak. Sizin için özel bir diyet programı hazırlandı. Ağrı tedaviniz için hastanemizin özel bir grubu sizi daha sonra ziyaret edecek. İlaçlarınızın büyük bir bölümü ağız yoluyla verilecek. Bir kısmı damardan, bir kısmı ise serum aracılığıyla verilecek. Bu servisin hemşire ekibi üst düzeyde tecrübeli personel arasından seçildi. Umarız, her zamanki gibi, bize yardımcı olursunuz Sami Bey. Şimdilik bu kadar, görüşmek üzere" diyerek odadan ayrıldılar.
Annem, Karolin Hemşire'yi soru yağmuruna tutuyordu. Hastaneler ve refakat konusundaki engin tecrübeleri nedeniyle bir an önce kontrolü ele geçirmek istiyordu. Karolin'le çok iyi anlaştılar. Tam bu sırada içeriye bir hastabakıcı girdi. "Ağabey" dedi. "Benim adım Cumali, seni bekliyorduk, hoş geldin. Yoğun bakımdaki arkadaşlar seni bize emanet ettiler, sen hiç merak etme ağabey, çok iyi bakacağız burada sana" dedi. Sonra Karolin'e dönerek, "Hemşire hanım, çiçekler koridora sığmadı, nereye koyalım artanlarını?" diye sordu. Karolin, "Siz bana bırakın, hemen hallederim" diye cevap verdi ve fırladı odadan.
Geri döndüğünde, anneme bir sürü kart veriyordu- Çiçeklerin üzerinden topladığı mesajları bir torbaya yerleştirmiş, anneme teslim ediyordu. "Hepsini hallettim Gülümser Hanım" dedi. "En güzellerini bu odanın kapısına yerleştirdim, geri kalanlarını diğer hastaların odalarının önüne koydum. Hastalarımızın çoğu depremzede ve yakınlarını tamamen kaybetmişler. Sanırım böyle olmasını arzu ederdiniz, değil mi?" Annem, "Ah yavrum! Aferin sana, en doğrusunu yapmışsın. Yakını olmayanları biz her gün ziyaret edelim, olur mu? Müsaade ederler mi?" dedi.
Konuşmaları takip ederken Karolin'le göz göze geldik. Gözlerinin içi gülüyordu. "Yanıma gel" dedim. Geldi ve hemen elimi tuttu. "Merak etmeyin Sami Bey" dedi. "Biz buradayız, yanınızdayız, yoğun bakımdan hakkınızda her şeyi öğrendik. Burada iyi bakılacaksınız. Konuşup kendinizi yormayın şimdilik. Nasıl olsa bol bol sohbete vaktimiz olacak."
Karolin Hemşire odadan çıktığında epeyce yorulduğumu fark etmiştim. Dışarıda hava kararmıştı. Oldukça yoğun bir gün geçirmiş, değişik seyahatler yapmıştım. Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. Yarı uyku haline geçince, bir nevi düş gibi görüntüler canlanmaya başladı gözümün önünde.
Burası Amerikan Hastanesi'ydi. Çok pahalı bir yerdi. Kimbi-lir ne kadar fatura çıkaracaklardı bana? Kim ödeyebilir ki çıkan faturaları? "Ben zaten batmışım, bir de buraya borçlanacağız herhalde?" diye düşünüyordum. "Acaba" dedim, "arkadaşlarım benim için aralarında yardım mı toplayacaklar? Belki bir internet sitesi açarak, 'Zavallı depremzedeye bağış yapın' filan mı diyecekler? Of anam of! Nereye baksam, bir şeye bulaşıyorum. Zaten şirketimi de başkaları yönetiyor. Acaba ne durumda elemanlarım?
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder