Kitabın 126. ve 127. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Kimse de demiyor ki dünya kurulduğundan beri tahminen yüz milyardan fazla insan gelmiş, geçmiş. Hepsi de bir şekilde yaşamış, ölmüş. Bugün doksan dokuz milyarının adı bile bilinmiyor. Ben neden özel olayım ki?
Bir insanın özel olabilmesi için öldüğünde kıyametin kop-. ması gerekir. Bugün öldüğünüzü düşünün. Dünya yine dönmeye devam edecek, Güneş yine doğudan doğup batıdan batacak. Sabah olduğunda insanlar işlerine gidecek, akşamları evlerine dönecek. Ağaçlar yine çiçek açacak, mevsimler birbirini kovalayacak. Yani hiçbir şey değişmeyecek. Elli yıl geçtikten sonra kimse sizi hatırlamayacak bile.
İnsanın değersiz veya önemsiz bir varlık olduğunu söylemiyorum. Bu tür felsefi akımlara da hep karşı olmuşumdur. Tabii ki insanı farklı kılan, özel yapan, değerli yapan şeyler vardır. Ancak bunu Tanrısallaşma noktasına getirme günahının bu dünyada karşılığı olan ilahi bir cezasının olduğunu düşünüyorum. Bu ceza da kendi ruhumuzu ve bedenimizi mutsuzluğa kurban etmektir.
Hayır, madem ben özelim, neden beni onun gibi olmaya zorluyorsun?
Bizi özelsin diye yarış atı haline getirip egolarımızın kölesi yapan, sen kartalsın diyip uçmaya zorlayan ve kanatlarımız olmadığı için yere çakılmamıza neden olan bu kokuşmuş sisteme hiçbir zaman dur diyemeyeceğimizi biliyorum. Ama en azından biraz yavaş ol diyebilir miyiz onun peşindeyim...
Kişisel gelişim şarlatanları, kitaplarında kerameti kendinden menkul sayılarla mutluluğa giden yolları tarif ediyor. Bunu yaparken her zaman en iyisine, en mükemmeline sahip olmanın öneminden bahsederek insanların egolarını kırbaçlıyor. Kırbaçlanan egolar, azgın bir at gibi çıldırmışçasına nereye gittiğini, ne yaptığını bilmeden koşuyor, koşuyor, koşuyor. İnsanoğlu bu koşu sırasında öyle kendinden geçiyor ki susuzluğunun farkına varmadan çatlayıp ölen atlardan bir farkı kalmıyor.
Son olarak kişisel gelişim uzmanı arkadaşlar size sesleniyorum:
Bırakın artık insanların egolarına Viagra içirtmeyi. Onları
daha çok hasta ediyorsunuz.
Bir taneniz de çıkıp "KİM NE YAPARSA YAPSIN, KENDİ HAYATINIZA BAKIN" diye bir kitap yazsın. Samimi söylüyorum, hem çok satar hem de hakikaten işe yarar bir şeylerden bahsetmiş olursunuz. Belki birilerine faydanız da dokunur. Tabi bu arada böyle bir başlık atarsanız çok avam görüneceğini düşüneceğiniz için, cehaletinizi kapatmak amacıyla "KENDİ YAŞAMINA ODAKLANARAK MUTLU OLMA SANATI" şeklinde biraz daha entelektüel ve süslü kelimeler kullanmayı akıl edeceğinizden şüphem yok, çünkü size güveniyorum.
Hırsı bırak, kendini boş yere harcama.
Şu toprak altında çırak da bir usta da.
Hiç naz etme a güzel, bu mezarda ne şirinler var ne şirinler.
Ferhat gibi yok olup gittiler.
Direği yelden yapağı güzel, dayansa dayansa ne kadar dayanır?
Kötüydü isek geçtik gittik kötülüğümüzle.
Yiğit isek hayırla anın bizi.
Zamanın tek eri olsan bile,
Bir gün gidersin sen de, tek tek gidenler gibi.
Yok olmak istemiyor musun?
İyi şeylerden evladın olsun.
İyiliklerin bükülmüş ipliğidir kalan.
O'dur dünyaya direk olanların canı.
(Hz. Mevlana)
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder