13 Ağustos 2014 Çarşamba

Ortadoğu Direniş, Devrim, Emperyalizm

Ortadoğu Direniş, Devrim, Emperyalizm, Y. Doğan Çetinkaya tarafından hazırlanmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | İletişim Yayınları, Politika, 9789750515842, 271 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 7. 8. ve 9.sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Elinizde tutmakta olduğunuz kitabın hikâyesi Özgür Üniversite’de başladı. 2012 yılının bahar döneminde bir grup arkadaşla beraber İstanbul Özgür Üniversite’de Ortadoğu’daki güncel gelişmeleri tartışmak için bir seminer organize ettik. Bu seminerden muradımız hem bölge üzerine çalışan arkadaşlarımızdan farklı bölgeler hakkında bilgi edinmek hem de bir süredir çok radikal bir toplumsal hareketliliğin yaşandığı ülkeler üzerine bir tartışma yürütmekti. O günlerde “bölge uzmanları”nda olduğu gibi kamuoyunda da bir şaşkınlık hakimdi. Ortadoğu üzerine çalışan ciddi isimlerden bir tanesi olan sevgili Hamit Bozarslan’ın seminerimizi düzenlediğimiz yıl yayımlanan kitabının önsözünde açık gönüllülükle itiraf ettiği gibi Arap ayaklanmaları hiçbir şekilde öngörülmemiş bir gelişmeydi. Aslında bunda şaşılacak bir şey de yoktu. Zira tarihin gördüğü en önemli devrimlerden bir tanesi olan 1979 İran Devrimi sonrasında da gerek İran çalışmalarında gerekse de devrim literatüründe yapılan en sıcak tartışma, neden bu alanda çalışan uzmanların ve aydınların bu devrimi öngörememiş oldukları üzerineydi. Birinci bölümde daha ayrıntılı olarak anlatmaya çalışacağım gibi direniş, devrim ve toplumsal hareketler genellikle üzerinde çok durulan olgular değildir. Görmezden gelinir. Muktedirler ce de unutturulmak istenir. Nitekim Arap isyanları öncesinde Ortadoğu denildiğinde akla otoriter rejimler, baskıcı partiler, yolsuzluk, klientalist ağlar gelirdi. Hatta kendi yazımda da vurguladığım gibi itaatkârlık ve tevekkül kültürel bir haslet, güç ilişkilerinden, zamandan ve mekandan bağımsız bir “öz” olarak tarif ve kabul edilir bu topraklarda. Ancak kitapta da üzerinde durulduğu gibi Ortadoğu tarihi boyunca farklı direniş biçimle ri ve toplumsal hareketler hiçbir zaman eksik olmamıştır. Her devrim veya büyük isyan dalgasında olduğu gibi geriye doğru bakıldığında bu ayaklanmaları haber veren sayısız olguyla karşılaşmak işten bile değildir. Elbette farklı toplumsal huzursuzluklar, münferit başkaldırılar, grev gibi daha siyasallaşmış eylem biçimleri mutlaka bir ayaklanmaya, toplumsal başkaldırıya evrilmezler. Ancak tarihe kuş bakışı baktığımızda yapısal dönüşümlere yol açan diğer siyasal, toplumsal ve iktisadi olaylar gibi toplumsal hareketlerin de toplumların tarihinde önemli izler bıraktığı görülür. Ortadoğu’da 2010 yılından sonra meydana gelen direnişler ve ayaklanmalar da artık bölgenin tarihini radikal bir şekilde değiştirmiştir. İlk isyan ve işgal eylemlerinden sonra elbette muktedirler;büyük güçler, emperyalistler, iktisadi güçler olaylara dahil olmuşlar, gelişmeleri yönlendirmeye çalışmışlardır. Nitekim Libya’da en çıplak haliyle gördüğümüz gibi askerî müdahaleler de kısa bir süre içinde gündeme gelmekte gecikmemiştir. Ancak bu son gelişmelerin en önemli özelliği oryantalist bir bakış açısıyla genellikle tevekkül ve boyun eğme ile kodlanan ve tanımlanan Ortadoğu’nun sıradan insanının tarihin sahnesine bir özne olarak çıktığı gerçeğiydi. Tahrir Meydanı’nın yüzbinlerce insan tarafından işgali dünya çapında etkili olmuş ve “Occupy” (İşgal Et!) eylemine yol vermişti. Artık hegemonyasından çok şey yitirmiş neo-liberal otoriterlik ve otoriter siyasal rejimler dünyanın dört bir yanında sallanıyordu. İktisadi ve siyasi baskılar, eşitsizlikler mevcut nizamı reddeden, geleneksel kurumları kullanmayan sıradan insanlar tarafından protesto ediliyordu. Tarihin sonuna gelindiğine inanılan, piyasanın ve teknokrat zihniyetin galip ilan edildiği bir dönem toplumsal patlamalar ve isyanlarla çalkalanmaya başlıyordu. Kuzeyi ve güneyiyle Akdeniz havzası artık devrimci kalkışmalarla ve direnişlerle alt üst olan bir bölge haline geliyordu. Seminerimiz ve sonucunda ortaya çıkan bu kitap ülkemizde Arap Baharı tartışmalarıyla gündeme gelen politik tartışmalara dair her şeyden önce mevcut bilgi birikimine bir katkı yapmayı hedefliyordu. Ortadoğu’ya dair tartışmaların daha çok genel geçer bilgiler üzerinden yapıldığı ve gerek tarihsel gerekse de aktüel bilgiden yoksun olduğu bölge üzerine çalışanların çokça şikâyet ettiği bir durumdu. Bu kitap hem tarih boyunca Ortadoğu olarak adlandırılan bölgede ortaya çıkmış toplumsal hareketlere hem de güncel toplumsal çatışmalara tarih, iktisat, siyaset ve diplomasi zaviyesinden bakarak okura bölge hakkında bilgi sağlamak ve hali hazırdaki gelişmeleri sıradan insanın ve aşağıdakilerin tarafını tutarak ele almaya çalışacaktı. 2012’de başlayan serüvenimiz 2013’te Türkiye tarihinin önemli ayaklanmalarından bir tanesi olan Bahar İsyanı’nın patlak vermesiyle ve milyonlarca insanı sokağa dökmesiyle bir başka boyut kazandı.
Toplumsal Hareketler: Tarih, Teori ve Deneyim kitabının “Gezi sonrası” kaleme aldığım 2. Baskı’ya önsözünde de belirttiğim gibi içinde yaşadığımız ülke 2008 yılından sonra önemli bir dönüşüm geçiren toplumsal hareketler dünyasının artık bir parçasıydı.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder