3 Ağustos 2014 Pazar

Papatya Kokulu Hikayeler

Papatya Kokulu Hikayeler, Ender Haluk Derince tarafından hazırlanmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Yakamoz Yayınları, Kişisel Gelişim, 9786053847212, 352 Sayfa, Ağustos/2014
Kitabın 118. ve 119. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Oturma odasında iki tane hasır sepet alıp çabucak içindekileri yere boşalttım ve Sara nın odasına gittim. Bana delirmişim gibi bakıyordu.
"Bunlar ne için?" diye sordu şaşkınlıktan gözlerini kocaman açarak.
"Sana bir hayat dersi vermek için," diye açıkladım. "Sadece otur ve açıklamamı bekle."
Yatağın kenarına oturup gözlerini açtı ve dinlemeye başladı. Küçük sepeti büyük olanın içine koyup, büyüğünü sapından omzuma astım ve konuşurken yavaş yavaş odanın içinde yürümeye başladım.
"Her insan doğduğunda, Tanrı ona bir sepet verir. Bu küçük olan seninki. Büyük olan da benim. Sen büyüdükçe sepetin de büyür. Fakat fark ettiysen, senin küçük olan sepetin benimkinin içinde. Sence neden?"
Kötü kötü baktı. Hayır. Daha anlamaya başlamamış. Yaklaşmamış bile.
Devam ettim. "Senin sepetin benim sepetimin içinde; çünkü doğduğunda, kendi başına yapamayacağın pek çok şey vardı. Seni beslemek, altını değiştirmek, banyo yaptırmak ve tek başına yapamayacağın her şeyi senin için yapmak benim sorumluluğum altındaydı. Ben de senin sepetini kendi sepetimin içine koyup, bir süre her ikisini de ben taşıdım."
Başıyla işaret ediyordu ama hâlâ delirdiğimi düşünüyordu.
"Ve, sen büyüdükçe ve bazı işleri kendi başına yapabilmeyi başardıkça, bunları senin sepetinin içine koymaya başladım. Ayakkabılarını bağlamayı öğrendiğinde, bu senin sepetine girdi. Artık ayakkabılarını benim bağlamamı istemiyorsun, değil mi?"
Başıyla beni selamlayıp yumuşakça, "Hayır, bu saçma olurdu. Ben kendi ayakkabılarımı bağlayabiliyorum."
"Doğru," dedim. "Ve kendi kıyafetlerini tek başına giymeyi öğrendiğinde, bunu da sepetine koydum. Bırak seni giydirmeyi, artık sana hangi kıyafetleri giymeni söylememden bile hoşlanmıyorsun."
Başını sallayarak onayladı.
"Büyüdükçe, tek başına yapman gereken başka başka şeyler de olacak." Konuşurken küçük sepeti çıkarıp ona uzattım. "En sonunda sen de içinde tek başına yapabileceğin şeylerin olduğu
kendi sepetini taşıyacaksın. Mesela kimlerle arkadaş olmak istediğine, kiminle çıkacağına, hangi okula gideceğine ve kiminle evleneceğine karar vermek gibi."
Bana bakıp, "Anladım. Tek başıma halletmem gereken şeyler var; çünkü onlar benim sepetimin içinde," dedi.
Sonunda! Işık yanmıştı işte! "Evet," diye haykırdım "Fakat bundan da iyi; çünkü bu şeylerin kendi sepetinde mi, yoksa başkasının sepetinde mi olduğuna da sen karar veriyorsun. Şimdi olduğu gibi, kiminle arkadaş olmak istediğine sen kendin karar veriyorsun. Eğer Marcy kararından hoşlanmaz ve sinirlenirse, onu öfkesini hangi sepet taşımak zorunda?"

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder