15 Eylül 2014 Pazartesi

Gözyaşlarıma Rağmen Baban

Gözyaşlarıma Rağmen Babam,  Lily King tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Martı Kitabevi, Roman, 9786053482543, 479 Sayfa, Eylül/2014
Kitabın 328. ve 329. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Dikkatli olmazsam babam çoğu öğleden sonra beni kulübe götürüyordu; bu yüzden bazı alternatif faaliyetler bulmak zorundaydım. Ağustosun başında, babam cebine otuz \ gündür ayık fişini koyunca, kuzeye yarım saatlik araba yolculuğu yapıp, boyası dökülen yeşil parmakları ve birkaç bankı olan Hook Adası feribotuna bindik. Daha önce ikimiz de oraya gitmemiştik.
Geminin kıç tarafında durduk. Babam denizi, ince beyaz dümen suyunu, yengeç sepetlerini, bir avuç balina avcısını, kıyı yakınlarına demir atmış yelkenlileri ve çığlık çığlığa denize dalan martıları izliyordu. Karadan uzaklaştıkça hava serinledi. Okyanus renk şeritleri biçiminde uzanıyordu; eflatun, tozlu mavi, kobalt ve lacivert. Babam baksa da bu güzellik hakkında yorum yapmadı. Belki de bu yaz ilk defa okyanus açıklarındaydı.
"Annem bir yaz, bir adada ev kiralamıştı," dedi. "Bana onu hatırlattı."
"Sen hep Boothbay'e giderdin sanıyordum."
"O, Hayes ile evlendikten sonraydı. Onun Maine'de evi vardı."
"Ada neresiydi?"
"Emin değilim. Duck Adası'ydı sanırım ya da Buck. Daha beş-altı yaşlarındaydım."
"Sadece sen ve annen mi?"
"Ve Nora."
Feribot birden sarsıldı, döndük. İşte kumsalları, kenar sınırları ve ortasında yükselen minicik tepesiyle ada oradaydı. Hiç ev yoktu. Sadece yaban hayat vardı. Feribot yanaştı. Ağustos sıcakları geri dönmüştü. Turistler sırt çantalarını takmış, zincirin açılmasını bekliyordu. Bodur bir adam, ince dal gibi eşi ve dağ bisikletli iki çocuktan oluşan bir ailenin önümüze geçmesine izin verdik. Bize gülümsediler. Benim babasıyla pikniğe giden bir kız olduğumu fark ettiklerini anlamıştım. Biraz gururlanarak kabardım. Ben de onlara gülümsedim.
Bize feribot biletlerini satan kadın en iyi kumsalların adanın diğer tarafında olduğunu söylemişti. Bize bahsettiği ormanın içinden geçen patikada ilerledik. Karanlık ve serindi, yerler kumluydu.
"Beyaz bir mendille bir oyun oynamıştık," dedi babam. "Çok yağmur yağmıştı. Şöminenin yanında küçük bir çıra kutusu vardı ve ben mendili hep oraya saklardım çünkü bu, annemi güldürürdü. Sanırım Kanada'daydık," dedi.
Prens Edward Adası? Campobello? Fakat yere dair daha fazla soru yöneltmek istemiyordum. Sessizleştim. AA toplantısında, geçmişi hatırlatacak bir şey konuşup konuşmadıklarını merak ediyordum. Toplantıları hakkında soru sormazdım.
"Nora hastalanmıştı, yatıyordu. Annem de benimle oyun oynamak zorunda kalmıştı."
Ağaçların arasından, rüzgârın şekillendirdiği dik zirveleri olan, kesişen kum tepeciklerini görebiliyordum.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder