9 Eylül 2014 Salı

Katre-i Matem

Katre-i Matem, İskender Pala  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Kapı Yayınları, Roman, 9789944486903, 466 Sayfa, Şubat/2014
Kitabın 164. ve 165. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

Hafız Çelebi başını yere eğip uzun uzun düşündü. Bir ailesi ve dolayısıyla bir çocuğu yoktu. Acaba bir delikanlının sorumluluğunu alabilir miydi? Eğer alacaksa ona lale yetiştirmeyi öğretmeyi ve medreseye gönderip okutmayı çok arzu ederdi. Karşısında bekleyen çocuk gerçi zeki idi, hatta çok zeki idi. Fiziği düzgün, ruhu latif, aklı bol, inancı temiz, yüzü güzel birisiydi ama delikanlılık çağına gelmişti, bu bahçede sürüp gidecek bir hayat hoşuna gider miydi?
Sonunda "Gayret bizden başarı Allah'tan!" diyerek kollarını iki yana açtı. Topaç Yeye ile Hafız Çelebi sanki baba oğul gibi kucaklaştılar. Hafız Çelebi bütün ömrünü çocuksuz geçirdiğine, Yeye de daha önce bir baba kucağı görmediğine ayrı ayrı kırık kalpler ile hayıflandılar. Hele Hafız Çelebi'nin mektep medrese bahsini açması Topaç Yeye'ye hemen her hayalinin üstünde bir armağan gibi gelmişti.
Kara Şahin, Bayezit Hamamı'ndaki âlemden sonra Yeye'nin bir gün kötü yollara düşürüleceğinden ve şehrin evbaş u kal-laş hezele güruhuna takılıp kalacağından korkmaya başlamış, onu bu çıkmaz yola girmeden kurtarmayı aklına koymuştu. Kendi peşinde olan adamların ona bir zarar vermelerine ise hiç tahammül edemezdi. Üstelik bu çocukta parlak bir zekâ vardı, iyi yetişirse çok yararlı işler yapabilirdi. O bir cevherdi, işlemeye sarraf gerekiyordu. Hafız Çelebi'nin yanında kalma teklifini kabul etmesiyle de bu sarrafı bulduğunu düşünüp derhal soluğu Kâğıthane Deresi'ndeki kaplumbağaların yanında almışlardı. Hafız Çelebi ise kendisinden sonra lalelerinin sırrını öğretebileceği bir evladı olduğuna sevinirken Yeye medresede okuyacağı kitapların heyecanını duymaktaydı.
Burası Kara Şahin ile yollarının ayrılma noktasıydı. Ama irtibatları kesilmeyecekti. Hatta aralarındaki anlaşmaya göre Topaç Yeye Hafız Çelebi'nin himayesinde, Kara Şahin'in sakladığı lale soğanını özenle yetiştirecek, bahar gelince de Nakşı-gül'ün katillerine çıkacak yolda beraber yürüyeceklerdi. Bunun için Kara Şahin'in bütün öyküsünü Hafız Çelebi'ye anlattılar. Çelebi onlara inandı, ikisini de sahiplendi ve karşısına alıp uzun uzun nasihatlerde bulundu. Topaç Yeye ilk defa o gecede, bir baba ağzından duyacağı sözler duydu:
"Oğul, sen çok zeki bir evlatsın, amma her kimde ki şu özellikler yoktur, aklı tam sayılmaz. Kişi odur ki dünya malından ihtiyacı kadarını alıp fazlasını yoksullara dağıta. Tevazuyu şereften daha fazla seve. İlim istemekten bıkmaya. Başkalarının ihtiyaçlarını gidermeyi küçük görmeye. Başkasındaki iyilikleri büyütüp kendi iyiliğini hiçe saya. Herkesi kendinden üstün göre..."
Hafız Çelebi, Yeye'yi sevmişti. Ama Kara Şahin'i sahiplenmekle bir risk aldığını biliyordu. Kolluk güçlerine haber vermeyecekti, ama onlarla başının belaya girmesini de istemezdi. Şahin mert bir delikanlıydı.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder