4 Eylül 2014 Perşembe

Şizofren Aşka Mektup

Şizofren Aşka Mektup, Cezmi Ersöz tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |   Alfa Yayınları, Öykü, 9786051069227,140 Sayfa, Eylül/2014
Kitabın 46. ve 47. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Gittin.
Dudağıma, çocuksu susuzluğumla asla duyamadığım öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur, öyle bakma bana!" dedin en son.... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varlığınla alevlenen yaşam sevincinin yerine, boyun eğmiş, donuk ve daha şimdiden hasretinle kavrulmuş bir karanlığı bırakıp gittin...
Dolmuştu zamanın.
Yüreğimdeki kum saatini, o göz açıp kapayıncaya kadar geçen "sen"den, sanki asırlarca tükenmek bilmeyen "sensizliğe" tersyüz ederek gittin, içimde, günlerdir yokluğunla zayıflamış, kalbi kupkuru kalmış aşk çocuğunu sevginle emzirme sarhoşluğuyla delirdiğim şu üç saatin içindeki yüzlerce "an"ı, "anı"ya dönüştürerek gittin... Önce, gözlerim öksüz kaldı yokluğunda. Sonra, nefesinin o buğulu sıcaklığından mahrum kalan evimin, rutubet kokulu duvarları...
 İki aşkın arasında, şaşkın, ürkek ve çaresiz bir çocuk gibi savrulan kalbini cebine koyup başka bir eve gittin uyumaya. Artık senin değildi evin, "sizin"di. Benim özlediğim o eski evin değildi gittiğin... O eski ev... Oturup zamanın o yağmursuz, o parça parça yüzüne bakarak, güneşin bütün gün sadece yalayıp geçtiği, loş pencerelerinde dalgınlığımızı biriktirdiğimiz o ev... Susardık bazen. Ansızın, hesapsızca, belki de yorgun düşerek... Akıldışı bir hızla devinen imgelerin ortasında, bir çığ gibi ömrümüze yığılan anılardan birini seçip dondurarak... Hayat, çok eskilerden gelen sonsuz bir ritüel gibi, bir gelenek gibi tekrar ederdi etrafımızda, umurumuzda olmadan. Elin çaya uzanırdı... Tenim dudaklarını özlerdi... Bir sözüm, şiirin olurdu... Demlenirdik... Gömüldükçe düşlerin o büyülü uykusuna, aşkımın kalbimdeki ilahi melodisi çalınırdı kulaklarına birden. Nasıl da ürkerdin. Karanlıktan korkan bir çocuğun teselli ıslığı gibi bölerdi sesin suskunluğumuzu. Ruhlarımızın bir yerlerde buluştuğuna, düşlerimizin bir yerde kesiştiğine inanmak istediğim bu hayattan çalıntı anları, beni bunun aksine inandırmaya çalışan bir sesle ve ilk önce hep sen bölerdin.
İşte böyle anlarda yüzü daha da netleşirdi, dünyaya gözle-rinden bakan o yaralı çocukluğunun, işte en çok, seni içimden doğru sevdiğim böyle anları severdim. Hayatın içinde seni barındırdığı her karesinde, uzun uzun soluklar alarak, o günlük, o sıradan ayrıntılarını alabildiğince büyütüp içinde kaybolarak severdim seni. Odanın içinde, varlığına yıllardır aşina olduğun bir eşya gibi sessizce kaybolarak seni izlemek ve başının üzerinden sonsuzluğa akıp giden düş bulutlarında şekillenen her sözü, yüreğimde senin için büyüttüğüm şiire mısra yapıp eklemekti seni sevmek.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder