# İpek S. Burnett - Romancı | Kitaptan okuma parçası #
İpek S. Burnett 1980'de İstanbul'da doğdu. ABD, Brown Üniversitesi'nde öğrenimini Modern Kültür & Medya ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinde, edebiyat ve toplum bilimlerine odaklanarak tamamladı. (2002) California Institute of Integral Studies'de Psikoloji dalında Sanat, Edebiyat, Drama, Dans ve Müzik Terapileri'nde uzmanlaştı. Bir yandan psikoterapist olarak çalışırken, bir yandan da Pacifia Gradute Institute'da Bilinçaltı Psikolojisi üzerine ikinci yüksek lisans derecesini tamamladı. (2010) Halen San Francisco'da yaşamakta, psikoloji doktora eğitimini sürdürmektedir.
Sivas’ın bir kasabasında lisede okuyan ve birden kendini İstanbul’da bulan 17 yaşında bir kız: Ferit...
Ve İstanbul’da, Boğaz’a bakan bir yaşlılar bakımevine kapanmış, dış dünyaya ve insanlara bütün kapılarını kapatmış zengin bir paşa torunu: Süreyya Hanım.
Ferit’in saflığı, merakı ve sevgisiyle Süreyya Hanım ağır ağır açılır ve Sait Faik’li, Orhan Veli’li, Attilâ İlhan’lı tutkulu bir yaşamı aktarmaya başlar ona. Bir kitap kurdu olan Süreyya Hanım, mühendislik düşleri kuran Ferit’i önce Çalıkuşu’na sonra tümüyle edebiyata çeker.
Ferit artık Feride’dir.
Romancı, titizlikle yazılmış, duyarlıklı, şaşırtıcı bir ilk roman.
Pazartesi
"İstemez!"
Olduğu yerde kalakaldı genç kız, daha içeri bile girmeden. Oysa usulca vurmuştu kapıyı, tık tık, tokmağı dikkatlice çevirmiş, kapıyı yavaşça itmişti, hiç gıcırtısız. Küçücük bir adım atmıştı içeri. Elinde orta boy metal bir tepsi, tepsinin üzerinde üstü kapaklarla örtülü plastik tabaklar, kâseler, kaşık, çatal, bıçak, birkaç kâğıt peçete ve iki dilim tuzsuz ekmek.
"İstemez!" dedi yaşlı kadın.
"Ama..." dedi genç kız, getiremedi gerisini.
İhtiyar bir kadın, çıplak duvarlı odanın köşesinde, o odaya uymayan yüksek arkalıklı, geniş, kadife bir koltuğa oturmuş. Kadının bedeni sanki pamuklu kumaş gibi çekmiş, küçücük kalmış. Cildi solgun, gözleri saydam. Elleri lekeli. Başında, topuz yapılmaya uğraşılmış, olmamış, yarı dağınık kalmış beyaz, seyrek bir saç demeti. Kulaklarında inci küpeler, yakasında çiçekli bir iğne. Üzerindeki hırka, etek, bluz hep kahverengi. Bileklerinde lastiği gevşeyip düşmüş ten rengi çoraplar. Ayaklarında havlu terlikler.
Kapının eşiğinde, elinde tepsiyle dikilen ufak tefek esmer bir kız. Midesinde kötü bit his, korku belki. Üzerinde beyaz önlük, ayağında beyaz bez pabuçlar ve kısa çoraplar. O da zayıf. Kâküllü, kalın telli, kapkara saçları kulaklarının arkasına itilmiş. Gözleri simsiyah iki kuyu. Yüzünde tek tük sivilceler. Dudakları gül kurusu.
"Aç değilim," diye söylendi yaşlı kadın. Öfkeli değildi bu ses, kırgındı sanki.
Genç kız biraz cesaretlendi, bir iki adım daha yaklaştı. Çekingen, gülümsemeye çalıştı. Kadın ondan yana baktı, içini çekti. "Ne var bugün?" diye sordu.
"Çoban salata, karnıyarık, şehriyeli pilav, muhallebi."
"Sakızlı muhallebi mi?"
Genç kız şaşkın, gözlerini kırpıştırdı bir süre.
"Sade galiba."
Yatağın üzerinde kenarları işlemeli, ipek gibi, saten gibi parlak bir örtü. Başucu sehpasının üzerinde birkaç kitap, ilaç kutuları, bir bardak su. Duvarlarda ne bir ayna, ne bir tablo ya da takvim.
Sanki terk edilmişti bu oda. Sanki yangında ilk kurtarılacaklar alınıp götürülmüştü. Ama kadını o koca kadife koltukta görmemiş, görememişti itfaiyeciler. Unutmuşlardı geride. Alev alev.
"Aç değilim," diye tekrarladı kadın, gözlerini genç kızın kuyu gözlerinden kaçırarak. "Gidebilirsin."
Yapacak başka bir şey yoktu. Döndü arkasını genç kız, çıktı gitti.
---
İpek S. Burnett - Romancı | Yapı Kredi Yayınları, Roman, 276 sayfa, Haziran 2013.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder