11 Temmuz 2013 Perşembe

Salman Rushdie - Utanç | Kitaptan okuma parçası

# Salman Rushdie - Utanç | Kitaptan okuma parçası #

Salman Rushdie - Utanç | Can Yayınları, Roman, Çeviren Aslı Biçen, 360 sayfa, Temmuz 2013.

Utanç, Salman Rushdie'nin Geceyarısı Çocukları'ndan hemen sonra yazmış olduğu başka bir klasiğidir. Zaman içerisinde kült statüsüne yükselen bu iki kitap dışında Salman Rushdie için ölüm fetvası verilen Şeytan Ayetleri kitabı da bulunmaktadır ve dünyanın birçok ülkesinde bu kitabın satışı yasaklanmıştır. Soytarı Şalimar, Floransa Büyücüsü gibi kitaplarıyla adından sıkça söz ettiren Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rushdie'nin Utanç romanından tadımlık bir okuma parçası sunuyoruz...

                

- 1 -

Anavatandan kaçışlar

Servis asansörü

Havadan bakıldığında her şeyden ziyade kötü orantılı bir halteri andıran ücra sınır kasabası K.da bir zamanlar üç sevimli, sevgi dolu kız kardeş yaşardı. İsimleri... ama gerçek isimleri asla kullanılmazdı, tıpkı evdeki en iyi porselenler gibi; üçünün de yaşadığı o trajedi gecesinden sonra porselenler zamanla yeri unutulan bir dolaba kilitlenmiş, böylece Çarlık Rusyası'nda Gardner Seramik Fabrikası tarafından üretilen büyük bin parçalık takım, gerçekliğine neredeyse inanmaz oldukları bir aile efsanesine dönüşmüştü... Lafı daha fazla uzatmadan üç kız kardeşin Şakil soyadını taşıdıklarını ve herkes tarafından (yaş sırasıyla) Çanni, Manni ve Banni diye bilindiklerini söylesem iyi olacak.

Günün birinde babaları öldü.

Öldüğünde on sekiz yıldır dul olan İhtiyar Bay Şakil'in, yaşadığı kasabaya "cehennem çukuru" demek gibi bir huyu vardı. Son hezeyanı sırasında büyük bölümü anlaşılmayan dur durak bilmez bir monoloğa kaptırmıştı kendini, bu monoloğun bulanık akışı esnasında hizmetkârlar uzun müstehcen bölümler, yatağının etrafındaki havayı fokur fokur kaynatan küfürler ve lanetler seçer gibi olmuşlardı. Bu son söylevinde, ihtiyar münzevi, ömrü boyunca kasabasına duyduğu nefreti baştan almış, kâh pazarın etrafındaki alçak, boz renkli "kambur zumbur" binaları yok etmeleri için iblislere seslenmiş, kâh ölüme bulanmış sözleriyle Kışla Mahallesi'nin serin, kireç badanalı kibrini lanetlemişti. Halter biçimli kasabanın iki ucundaki kürelerdi bunlar: Eski şehir ve Kışla, eski şehirde sömürgeleştirilmiş yerli halk otururdu, Kışla'da yabancı sömürgeciler, Angrez, yani İngiliz sahib'ler. İhtiyar Şakil iki dünyadan da tiksinirdi ve yıllar boyu, kuyu gibi ışıksız bir avluya bakan, yüksek, kaleye benzer, devasa malikânesine kapanmıştı. Ev açık bir meydanın kenarındaydı ve pazarla Kışla'ya eşit mesafedeydi. İhtiyar Bay Şakil ölüm döşeğinde, binanın dışarı bakan üç-beş penceresinin birinden, Rönesans üslubunda yapılmış büyük otelin kubbesini görebiliyordu; katlanılmaz Kışla Mahallesi sokaklarından bir serap gibi yükseliyordu otel ve içinde altın tükürük hokkaları, pirinç düğmeli üniforma giymiş, komi şapkası takmış evcil örümcek maymunları, her gece muhteşem bitkilerin, sarı güllerin, beyaz manolyaların ve tavana uzanan yeşim rengi palmiyelerin enerjik başkaldırısı arasında kartonpiyerli balo salonunda çalan tam tekmil bir orkestrayı bulmak mümkündü -kısacası Flashman's Hotel'in, daha o zamandan çatlamış olan büyük yaldızlı kubbesi, kısa olmaya yazgılı ihtişamının usandırıcı kibriyle parlıyordu; o kubbe altında üniformalı, postallı Angrez subayları, beyaz kravatlı siviller ve aç bakışlı, saçları lüle lüle hanımlar her gece toplanır, bungalovlarından çıkıp dans etmeye ve renkli olma yanılsamasını paylaşmaya gelirlerdi- halbuki aslında sadece beyazdılar, hatta amansız sıcağın, bulut altında gelişmiş soluk tenleri üzerindeki zararlı etkileri yüzünden ve tabii bir de karaciğerlerini hiçe sayarak güneşin öğle vakti ifratında kırmızı Burgonya şarabı içme alışkanlıkları yüzünden gri. İhtiyar adam emperyalistlerin altın otelden yayılan, umutsuzluğun neşesinden ağırlaşmış müziğini duydu ve rüyalar oteline yüksek, net bir sesle küfür etti.

---

Bu alıntı tanıtım amamçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder