Kitap Hırsızı
Kitap Hırsızı, Markus Zusak | Martı Kitabevi, Roman, Çeviren Selim Yeniçeri, 574 sayfa, 9786053480600, Aralık 2012.
Hiç Kimse Sıradan Değildir'in ve Köpek Düşleri'nin yazarı Markus Zusak'tan tüm dünyada büyük yankı uyandıran sıra dışı bir kitap.
"Yılın en çok beklenen kitabı. Olağanüstü... gerçekten muhteşem!" - Publishers Weekly
Kitap Hırsızı filme de çekiliyor... Brian Percival (Downton Abbey) tarafından yönetilecek filmde Geoffrey Rush ve Emily Watson rol alacak. Film 15 Kasım’da gösterime girecek.
Kitap Hırsızı; 2. Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanya’sında yaşayan küçük Liesel’in, tüm olumsuzluklara rağmen vazgeçmediği okuma aşkını anlatıyor.


Rayların Yanında
Önce beyaz bir şey. Kör edici türden.
Bazılarınız büyük olasılıkla beyazın renk olmadığını düşünüyor ve ben bu saçmalıktan bıktım. Ben size beyazın bir renk olduğunu söylüyorum. Beyaz şüphesiz bir renktir ve kişisel olarak, bu konuda bana itiraz etmek isteyeceğinizi sanmam.
* Güven Verici Bir Duyuru *
Lütfen, önceki tehdide rağmen sakin kalın. Ben sadece gevezelik ederim. Aslında ne şiddet eğilimlisiyim ne de kötü niyetliyim. Ben sadece bir sonucum.
Evet, beyazdı.
Bütün küre kar giymiş gibi görünüyordu. Tıpkı sizin kazağınızı giydiğiniz gibi, o da üzerine karını geçirmişti. Rayların yanında ayak izleri baldırlarına kadar geliyordu. Ağaçların üzerine buzdan battaniyeler örtülmüştü.
Tahmin edeceğiniz gibi, biri ölmüştü.
Onu öylece yerde bırakamazlardı. Bu şimdilik sorun değildi ama yakında raylar temizlenecek ve trenin yoluna devam etmesi gerekecekti.
İki bekçi vardı. Bir anne ve bir kız. Ha, bir de ceset. Anne, kız ve ceset inatçı ve sessizdi.
"Eee, başka ne yapmamı istiyorsun?"
Bekçilerin biri uzun, diğeri kısa boyluydu. Uzun boylu olan lider olmamasına rağmen hep önce konuşuyordu. Daha kısa boylu ve tombul olanına baktı. Kızarmış yüzlü olanına.
"Eh," dedi kısa boylu olan, "onları böyle bırakamayız, değil mi?"
Uzun boylu olanın sabrı taşıyordu. "Neden olmasın?"
Ufak tefek olanı neredeyse patladı. Başını kaldırıp uzun boylu olanın çenesine bakarak bağırdı: "Spinnst du? Salak mısın sen be?" Yanaklarındaki iğrençlik giderek artıyordu. Teni gerilmişti. "Haydi," dedi, karların arasında sert adımlarla yürüyerek. "Gerekirse üçünü de sırtımızda taşıyacağız. Bir sonraki istasyona haber vermeliyiz."
Bense hataların en basitini yapmıştım. Kendimi nasıl hayal kırıklığına uğrattığımı size anlatamam. Aslında her şeyi doğru yapmıştım.
Hareket eden trenin penceresinden görünen kör edici kar beyazı gökyüzünü incelemiştim. Tam anlamıyla içime çekmiş ama yine de tereddüt etmiştim. Dikkatim dağılmış, kızın ilgimi çekmesine izin vermiştim. Merakıma yenilmiş ve programımın izin verdiğince kalıp izlemiştim.
Yirmi üç dakika sonra tren durduğunda onlarla birlikte inmiştim.
Kollarımda küçük bir ruh vardı. Sağa doğru biraz eğilmiştim.
Dinamik tren bekçisi ikili, anne, kız ve küçük erken cesedin durduğu yere geri döndüler. O gün nefesimin güçlü olduğunu hatırlıyorum. Yanımdan geçerlerken bekçilerin beni fark etmemelerine şaşırmıştım. Dünya şimdi bütün o karın ağırlığı altında sarkıyordu.
On metre kadar sol tarafımda beyaz tenli, boş mideli kız neredeyse donmuş halde duruyordu.
Dudakları titriyordu. Üşümüş, kollarını göğsünde kavuşturmuştu.
Kitap hırsızının yanaklarındaki yaşlar donmuştu.
Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder