Mavi, Bir Rengin Tarihi
Mavi, Bir Rengin Tarihi - Michel Pastoureau | Can Yayınları, Tarih / İnceleme, Çeviren İnci Malak Uysal, 200 sayfa, 9789750718380, Ağustos 2013.
Michel Pastoureau’nun bu şaşırtıcı çalışması renklerin de bir tarihi ve hayatı olduğunu, mavinin heyecan verici macerasıyla gözler önüne seriyor. Antikçağ ve Ortaçağ toplumlarından Modern Çağ’a kadar, söz dağarcıkları, kumaşlar, giysiler, semboller, günlük yaşam, din ve sanat üzerinden mavi rengin toplumsal alandaki evrimini inceliyor.
Mavi, Bir Rengin Tarihi - Giriş / Renk ve Tarihçi:
Bu kitap, Ortaçağ'la sınırlı kalmamaktadır, tam tersine. Ama Batılı toplumlara dair gerçek bir renkler tarihi oluşturma iddiasında da değildir; yalnızca bunun ilk adımlarını atma iddiasındadır. Bunun için, mavi rengin Neolitik Çağ'dan XX: yüzyıla kadar olan tarihini çıkış noktası olarak alır. Gerçekte mavinin tarihi, gerçek bir tarihsel sorun ortaya koyar: Bu renk, Antikçağ halkları için pek önemli değildir; daha Romalılar için nahoş ve değersizleştiricidir: Barbarların rengidir. Oysa mavi; yeşil ve kırmızının çok ötesinde, bugün, tüm Avrupalıların en sevdiği renktir.
Mavi, Bir Rengin Tarihi - Ölçülü Bir Renk / Başlangıçtan XII. yüzyıla
Mavi rengin toplumsal, sanatsal ve dinsel kullanımları çok eskiye ulaşmaz. Hâlâ göçebe olan, ama uzun süredir topluluk halinde yaşayan insanların mağara duvarlarına ilk resimlerini yaptıkları Üst Paleolitik Çağ'a bile uzanmaz. Bu resimlerde maviye yer yoktur. Kırmızının, siyahın, kahverenginin, aşıboyasının her tonu vardır; ama mavi ile yeşil bulunmaz, beyaz neredeyse hiç yoktur. Birkaç bin yıl sonra, ilk boyama tekniklerinin ortaya çıktığı Neolitik Çağ'da da durum aynıdır: Yerleşik duruma geçmiş olan insanoğlu, maviye boyamadan çok önce kırmızıya ve sarıya boyar. Dünyanın oluşumundan beri doğada çokça bulunmasına karşın bu renk, insanoğlunun çok sonradan ve güçlükle yeniden oluşturduğu, ürettiği ve işlediği bir renktir.
Mavi, Bir Rengin Tarihi - Yeni Bir Renk / XI.-XIV. yüzyıllar arası
Mavi, bininci yıldan sonra ve daha çok da XII. yüzyıldan itibaren, Roma Antikçağı ve Erken Ortaçağ boyunca olduğu gibi ikinci planda kalan ya da bilinmeyen bir renk olmayı bırakır. Tam tersine, kısa süre içinde moda bir renk, aristokratik bir renk ve hatta kimi yazarlara göre en güzel renk haline gelir. Birkaç on yıl içinde konumu değişir, ekonomik değeri artar, giyimdeki itibarı belirginleşir, sanatsal yaratımdaki yeri büyür. Bu, toplumsal kodlardaki, düşünce sistemlerindeki ve duyarlık tarzlarındaki renk hiyerarşisinin bütünüyle yeniden düzenlenişinin belirtisi olan, şaşırtıcı ve ani bir yükseliştir.
---
Bu alıntı tanıtım amaçlı yapılmıştır.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder