"Pislik", yeni bir David Vann romanı
Pislik, David Vann | Can Yayınları, Roman, Çeviren Esra Birkan, 264 sayfa, 9789750718397, Ağustos 2013.
Pislik’te, pek çok insanın toz kondurmadığı, hatta kutsal saydığı aile kurumunun, işlevini yitirmiş bir örneğiyle karşı karşıyayız. Normal bir hayata sahip olmaya çalışan bir gencin, ailesindeki şiddet ve sevgisizlik sarmalında adım adım insanlıktan çıkmasına tanık oluyoruz. İlk sayfalardan itibaren kendini hissettiren kara mizah, yavaş yavaş yerini psikolojik dehşete bırakıyor. Yazarın ustalıklı dili sayesinde, genç Galen’ın çektiği acıları iliklerimizde hissediyor, geçirdiği dönüşümde ona eşlik ediyoruz.
Bir İntihar Efsanesi ve Caribou Adası’na ev sahipliği yapan Alaska’nın buz gibi soğuğu, Pislik’te yerini, California’nın yapış yapış sıcağına bırakıyor. Bu iklim değişikliği kitabın atmosferine yansıdığı gibi, yazarın tarzına da damgasını vurmuş. Pislik, farklı ve şaşırtıcı bir David Vann kitabı.


Pislik, David Vann, sayfa 11:
Hava nefes alınmayacak hale gelmişti. Öyle sıcaktı ki, boğazı kupkuru kesilmiş, ciğerleri kâğıt gibi incelmişti, daha fazla genişleyemiyordu ve Galen neden her şeyi bırakıp gidemediğini bilmiyordu. Annesi kendi oğlunu kocaya çevirmişti. Annesinden, kız kardeşinden ve yeğeninden kurtulmuş, sadece ikisine ait bir dünya kurmuştu. Galen her gün, bir gün daha dayanamayacağını hissediyor, ama her gün kalmaya devam ediyordu.
Pislik, David Vann, sayfa 20:
Zevk ile çaresizlik birdi, derin ve korkunç bir ihtiyaç, hayal gücü ise çok zayıftı. Samsara, acıların dünyası. Dergiyi bıraktı, elini sertleşmiş aletinden çekti. Komodinin üstünden teybini aldı, kulaklıkları takıp Kitaro'yu dinledi. Gözlerini kapayarak çöldeki develeri, kum, rüzgâr ve zamana karşı yapılan yolculukları hayal etti. Ruhu başka hayatlara, başka enkarnasyonlara ulaştı, özgür olduğunu hissetti. Bu beden bir hayaldi sadece.
Pislik, David Vann, sayfa 25:
Galen, Carlos Castaneda kitaplarındaki gibi koştu, çıplak ayakları gecenin içinde kendi yolunu buluyordu, gözlerini kapadı, kollarını iki yana açtı, ellerini avuç içleri yukarı bakacak biçimde çevirdi. Toprak ayaklarının altında ufalanıyor, sert taşlara, dal parçalarıyla yapraklara basa basa geçiyordu. Bunlar canını yakıyor, onu yavaşlatıyordu, ama o yükselip özgür olmak istiyordu. Sessizce ve hiçbir şey hissetmeden akıp gitmek istiyordu, bir manyetik alan oluşsun ve ayakları hiç yere basmasın istiyordu. Fakat ayakları sürülmüş topraktaki oluklara gömülüyor, sendeliyor, düşecek gibi oluyordu. Gözlerini açtı, yavaşlayıp yürümeye başladı, kollarını indirdi.
Pislik, David Vann, sayfa 48:
Jennifer iyice yaklaşıp kulağına fısıldadı: Nasıl, hoşuna gitti mi?
Bunu neden yaptın?
Jennifer eğilip hayalarını avuçladı. Kıpırdama, diye fısıldadı.
Hayır, dedi Galen. Lütfen.
Fakat Jennifer avucunun içinde hayalarını iyice sıktı, acı midesinden yukarı doğru yükseliyor, midesi bulanıyordu. Lütfen, dedi güçlükle.
Jennifer bıraktı ve yanık kalçalarından birine sert bir şaplak indirdi, Galen'ın acıyla ulumasına sebep oldu bu. Sakın unutma, dedi Jennifer. Ve perdenin aralığından çıkıp gitti.
Bu alıntılar tanıtım amaçlı yapılmıştır.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.
kitap
KitapGalerisi Facebook / KitapGalerisi Twitter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder