19 Nisan 2014 Cumartesi

Su

Su, Buket Uzuner tarafından yazılmıştır.http://kitapgalerisi.com'da %30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Everest Yayınları, Roman, 9786051410036, 329 Sayfa, Ekim/2013
Kitabın 186. ve 187. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Bütün canlar kutsaldır. Ancak yunus, birçok gelenekte özellikle mübarektir."
Semahat hem merakından, hem de terbiyeli bîr insan olduğundan, vapur turnikelerine doğru yürüyüp yanına gitmiş, "Acaba bana mı el sallıyorsunuz?" diye gülümseyerek sormuştu. Umay Bayülgen, onu yanıtlamak yerine uzanıp sağ elini tutmuş, iki avucu arasında yumuşakça sıkmıştı. Orta boylu bir kadın için fazla uzun sayılacak parmakları, Semahat'in elindeki bazı noktalara önce sanki akupunktur iğnesi batmış gibi ince bir sızı yaymış, sonra ani bir rahatlama, kollarından başına doğru yayılan muazzam bir gevşeme yaratmıştı. Bu apansız rahatlamanın konforuyla ilk önce mutlu, ama hemen ardından anlayamadığı bir nedenle kaygılanan Semahat, hiç de kibar sayılmayacak şekilde,
elini çekivermişti.
"Sana teşekkür etmek istedim, Evlâdım," dedi, Umay Bayül-gen onun bu hareketini fark etmemiş gibi taze bir sesle. "Bu sabah Kadıköy'de herkes şu yaralı yunusu konuşuyordu, ben de merak ettim, bir bakayım yavrucağa, dedim. Ancak güzel yunusumun durumu pek fenaydı ve ne yazık ki benim gücüm ona yardım etmeye yetmedi. Ölecek diye çok üzüldüm. Üzüntümden ağladım, biliyor musun? Eğer 'Bir yunus için ağlanır mı?' dersen, ağlanmaz mı? O da bir candır! Bak işte tam bu noktada duruyordum. Darda kalmıştım, 'Ah keşke Hızır çıkıp gelse, ah gelse!1 dedim. Nasıl çağırdıysam Hızır'ı, duydu herhalde... Bu sırada sen uzun zamandır içine saklandığın yerden çıkabilme gücünü nihayet kendinde buldun ve Hızır gibi tam zamanında yetiştin.
Canına sağlık Evlâdım!"
Onun sevgi dolu bu tavrı karşısında, biraz önce elini bir yabanî gibi çekip çocuk gibi davrandığı için mahcup olan Semahat, öte yandan Hızır'la ilgili tuhaf sözlerinden ve galiba örgülü beyaz saçlarından ötürü bu kadının, Komiser Ümit'in de dediği gibi, bir 'kaçık' olduğunu düşündü. Güzel sözleri için ona teşekkür edip hemen çekip gitmek istedi ama gidemedi. Bir süre bahanesi olmadan kararsız kaldı, orada durdu. Belki de hem Defne Kaman'a olan hayranlığından, hem de çeşitli nedenlerle kendi büyükannesine hasret olanların çoğu gibi, karşısına kısa süreliğine 'bilge ninesine sığınan acemi torun' rolüne uygun bir aday çıktığında dayanamadığmdan, orada kaldı. Basireti bağlanmıştı, gidemedi. Bu sırada içinden münasebetsiz bir ses, zaten kedileri dışında ne bir bekleyeni, ne de sevincini paylaşacak bir yakını
olduğunu hatırlattı.
"Hızır, dar zamanlarda insan veya hayvan suretinde ortaya çıkarak insanı kurtarır Evlâdım, çünkü O çelebidir ve kendini göstermeyi hiç sevmez."
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder