2 Mayıs 2014 Cuma

Golem Ve Cin

Golem Ve Cin, Helene Wecker tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da %20 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. | Doğan Kitap, Roman, 9786050919233, 638 Sayfa, Nisan/2014

Kitabın 386. ve 387. sayfalarından tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.
Kapının yanındaki iskemlede iriyarı bir adam oturmuş, giriş ücretlerini topluyordu: hanımlar on beş, erkekler yirmi beş sent. "İşte Mendel" dedi Anna. Adama el sallayıp baş döndüren sıcak bir gülücük attı. Mendel de biraz şaşkın gözlerle ona gülümseyip el salladı. "Yıllardır bana abayı yakmış durumda" diye fısıldadı Anna.
Kapıdan girince birbirlerini öne doğru iten insanlarla dolu karanlık bir koridora geldiler. Golem bir an için telaşlandı, kazara birilerine çarpacağını sandı. Kalabalık dalga dalga arkasından gelip onu yürümeye zorladı ve Golem şimdiye dek gördüğü en muhteşem salona sürüklenmiş oldu. Yüksek tavanlı, görkemli salon tüm misafirleri iştahla kucaklıyordu. Tepeden sarkan cam taşlı pirinç avizeler, aşağıdaki insanlara titrek bir ışık saçıyordu. Duvarlar gaz lambaları ve şamdanlarla parıldıyor, aynalı sütunlarla bu parıltı katlanarak çoğalıyordu. Önünde uzayıp giden, göz kamaştırıcı bir periler diyarına benziyordu burası.
Golem büyülenmiş gibi etrafına baktı. Başka bir yerde olsa böylesi bir kalabalık onu boğardı, ama hiç beklemediği bu gösterişli manzara, dahası dans sevenlerin hissettiği yoğun ortak duygu, yüreğindeki endişeleri söküp, yerine çok daha mutluluk verici bir şey koydu.
"Ee, ne düşünüyorsun?" diye sordu Estelle. Golem'e sesini duyurabilmek için neredeyse kulağına bağırmak zorunda kalmıştı. "Sevdin mi?"
Golem başını evet anlamında salladı yalnızca.
Anna güldü. "Sana demiştim. Hadi gelin, tüm güzel masalar kapılmadan bir yer bulalım."
Şişelerin ve bira bardaklarının istiflendiği uzun, ahşap bir barın yanından geçtiler. Barın arkasında sıra sıra dizilmiş, kumaş örtülerle kaplanmış yuvarlak masalar duruyordu. Ceketli garsonlar masaların arasından dolaşıp bara gidiyor, ellerinde bira dolu tepsilerle geri geliyorlardı. Salonun geri kalan kısmı kadınların ve erkeklerin şimdiden toplanmaya başladığı ahşap parke döşeli, geniş, boş bir alandı. Orkestra bir köşedeki yüksek platformda duruyordu. Solgun fraklı tombul bir adam orkestranın önünde dikiliyor, elinde tuttuğu ince çubukla havayı dövüyordu.
Anna ve arkadaşları dans pistinin yanındaki boş masalardan birine giderken Golem de onları takip etti. Biraz sonra üçü de tanıdıklarıyla selamlaşıyor, onlarla kucaklaşıp gülüşüyor ve son dedikoduları paylaşıyordu. Golem'e rehberlik etmekten büyük keyif alan Anna, onu tüm arkadaşlarıyla tanıştırmaya ant içmiş gibiydi. Golem tanımadığı insanlarla defalarca se-lamlaşıp gülümsemeye ve her birinin adını öğrenmeye mecbur kalmıştı. Ayaküstü sohbet konusunda biraz ağır kalsa da, onu mazur görüyorlardı; ne de olsa ilk dans gecesiydi ve herkes ilk gecesinde nasıl davrandığını hatırlıyor olmalıydı. Dul olduğu kulaktan kulağa fısıldandığında, bu suskun tavrı bir anda kederli, romantik bir gizeme dönüşüverdi.
Kısa bir aranın ardından orkestra yeniden çalmaya başlayınca dans pisti hareketlendi. Kadınlar çiftler halinde piste çıkıp, birbirlerinin omzundan ve belinden tutup dans ederlerken, Golem de onları izliyordu. Minik adımlarla sekerek daire çizerlerken, etekleri ve fırfırları dalgalanıyor, dans pistini çevreleyen erkeklere omuzlarının üzerinden kaçamak bakışlar atıyorlardı.
Estelle pistin yanında dikilen iki erkeği gösterip, "Şunlara bak" dedi Golem'e. "Cesaret topluyorlar." Sahiden de iki adam az sonra piste girip dans eden iki kadına yaklaştı. Kadınlar gülümseyerek birbirlerinden ayrıldılar ve yeni partnerleriyle dansa başladılar.
"Gördün mü?" diye sordu Estelle. "işte olay bu kadar basit. Şimdi sıra sende." Golem'in elinden tutup onu piste sürükledi.
"Ama ben..."

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder