24 Ocak 2013 Perşembe

"Herta Müller - Tek Bacaklı Yolcu"


- Herta Müller - Tek Bacaklı Yolcu -

"Ne var ki genç değildim artık" - Cesare Pavese

1

   GÖKYÜZÜNDE dönen radar çanaklarının altındaki küçük köylerin arasında askerler dikiliyordu. Burası diğer ülkenin sınırı olmuştu. Yarı yarıya göğe uzanan sarp sahil, çalılıklar, deniz lavantaları İrene için diğer ülkenin bitimi demek oluyordu.

   Bu bitimi en sarih biçimde kıyıya vuran ve geri çekilen suda görüyordu İrene. Kıyıya vurması kısa ve yüzen kafaların iyice ötesine geçerek gökyüzünü kaplayana kadar geri çekilmesi uzun süren suda.

   Bu kopuk yaz mevsiminde engindeki suların geri çekilmesi İrene'ye ilk kez ayaklarının altındaki kumdan daha yakındaymış gibi geliyordu.

   Sarp sahilin setlerinde, toprağın ufalandığı basamaklarda tıpkı öteki yazlarda olduğu gibi uyarı levhaları görüyordu İrene: "Heyelan Tehlikesi."

   Bu kopuk yaz mevsiminde uyarının ilk kez sahilden ziyade İrene ile alakası vardı. Sarp sahil toprak topaklarından ve kumdan inşa edilmiş, askerler tarafından inşa edilmiş gibiydi, anafor herhangi bir yerden karaya, içeriye sokulmasın diye.

   Askerler sarhoş olmuştu akşam vakti. Volta atıyorlardı yine. Şişeler çalılıkların içinde şıngırdıyordu. Bowling hatlarının, barlarda dans eden yazlık elbiselerin uzağında dikiliyordu askerler, radar hunilerinin altında. Işığı yakalıyordu huniler, bir de sudaki renklerin değişimini. Diğer ülkenin sınırına aitti onlar, tıpkı askerlerin diğer ülkenin sınırına ait olduğu gibi.

   Gök ve su geceleyin aynıydı.

   Gök önüne bakarak için için yanıyordu, gelgitin sürüklediği, oraya buraya dağılmış yıldızlarla tedirgin. Karanlığını, sessizliğini koruyordu. Ve su tepiniyordu.

   Su çoktan kararıp dalgalar yükseldiğinde gök hâlâ gri kalıyordu, gece bastırana değin, aşağıdan.

   Köyün yanı başındaki küçük barda çalan rock grubunun müziği duyuluncaya kadar sahil boyunca iki saat yürümüştü İrene. Her akşam iki saat.

   Yürüyüştü bunlar sözde.

   İrene ilk akşam gökyüzünün ötesine ve suya bakmıştı. Sonra bir fundalık diğer fundalıklardan daha farklı kımıldamıştı. Rüzgâr değildi nedeni.

   Fundalığın arkasında bir adam duruyordu. Suyun çırpıntısından daha yüksek, ama yine de fısıldarcasına çıkardığı sesle şöyle dedi adam:

   Bana bak. Kaçma. Sana bir şey yapmam. Hiçbir şey istemiyorum. Sadece görmek istiyorum seni.

   İrene olduğu yerde kalmıştı.

   Adam organını ovuyordu. Soluk soluğa kalmıştı. Deniz sesini alıp da beraberinde götürmüyordu.

   Sonra tırnakları damla damla aktı. Sonra ağzı parçalandı ve suratı yumuşak ve yaşlıydı. Su kıyıyı dövüyordu. Adam gözlerini kapadı.

   İrene ona sırtını döndü. Titriyordu soğuktan İrene. Koyun sonunda kayıkların durduğu yerden duman yükseldiğini gördü.

   Fundalık rüzgârın etkisiyle kımıldadı. Adam ortadan kaybolmuştu.


----


Herta Müller Tek Bacaklı Yolcu

Çev. Çağlar Tanyeri, Siren Yayınları, Ocak 2013, Sayfalar 9, 10.

Bu alıntı tanıtım amacıyla yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder