7 Haziran 2013 Cuma

Allen Ginsberg - Toplu Halüsinasyon | Kitaptan okuma parçası

# Allen Ginsberg - Toplu Halüsinasyon | Kitaptan okuma parçası #

Bir dönemin çağdaş sanatçılarına ve toplumsal gelişmelere ilişkin görüşlerinin yer aldığı yazılardan oluşan Toplu Halüsinasyon'da Allen Ginsberg, alternatif yaşam tarzlarını savunurken, güncelliğini koruyan kültürel ve politik atmosferi de resmediyor.

"Ginsberg, ‘Toplu Halüsinasyon’ adlı denemeler toplamında, herkese seslenip, herkesi uyarıyor. Yaşadığı bu dünyanın, hayatın nasıl daha anlamlı bir hale gelebileceğini düşünen, kendimiz kadar başka insanların da bizimle aynı haklara sahip olması gerektiğine inanan herkes ona kulak vermeli. Onun gibi düşünmeyenler ise ezberlemeliler!" - Çağlayan Çevik

                     

- Siyaset Yaşamı -

Şiir, Şiddet ve Titreyen Koyunlar ya da Bağımsızlık Günü Manifestosu

Yakın tarih, insanlığa mekanik bir bilinç düzeyi dayatmak ve insan sezgisinin her insanda bulunan ve bireyin kendi Yara-dan'ıyla paylaştığı benzersiz parçasının tüm tezahürlerini yok etmek için yapılan muazzam komplolarla doludur. Düşünsel bireysellik neredeyse tamamen sindirilmiş durumda.

Erişimimiz altında bulunan ve davranışlarımıza yön verebilecek günümüz tarihsel verileri kitlesel iletişim sistemleriyle kafamıza doldurulan şeylerden ibaret. En içten, en kişisel duyarlılıkların ve itirafların en çok yasaklandığı, alay edildiği ve bastırıldığı yer de bu medyanın ta kendisidir.

Bununla birlikte Amerika'nın kitlesel bilincinde de bir çatlak açılmış durumda; eli kulağında bekleyen sinir gazlarıyla, evrensel ölüm bombalarıyla, art niyetli bürokrasilerle, gizli polis örgütleriyle, Tanrı'nın kapısını açan uyuşturucularla, Dünyadan giden gemilerle, gizli kimyasal terörle, kötü düşlerle dolu muazzam bir ulusal bilinçaltı cehennemi algısının oluşmasıyla açılmış bir çatlak bu.

Kitlesel iletişim sistemleri sadece resmi gerçeklik düzeyinde bir iletişim sağladığından, gizli bilinçaltı yaşamının ulaştığı boyutları kimse bilmiyor. Amerika'da hiç kimse ne olacağını bilmiyor. Aslında denetim hiç kimsenin elinde değil. Amerika bir sinir krizi geçiriyor. Şiir, hem bireyin gizli ruhuna hem de tüm bireyler yaratıcılarının gözünde bir olduğundan dünyanın ruhuna yönelik bireysel sezgilerin kaydıdır. Dünyanın da bir ruhu var. Amerika bir sinir krizi geçiriyor. San Francisco, yalnızca birkaç kişinin, yani şairlerin, kitlesel bilinç çatlağında yeni bir şeyler görme şansını, cesaretini ve şansını bulduğu pek çok yerden biri. Bu kişiler kendi doğalarına, devletlerin doğasına ve Tanrının doğasına ilişkin bir öngörü sahibi oldular.

Bu nedenle, kentin şairlerinde büyük bir heyecan, keder, kehanet, gerginlik, intihar, gizlilik ve gayet ulu orta bir neşe hakimdi. Bireysel algıları kitlesel iletişim basmakalıplarıyla şekillendirilecek kadar zayıf olan halktan kimselerse bu sezgilerin karşısında yer alıp onları inkar ettiler. İşe polis ve gazeteler karıştı; Hollywood'un çılgın yapımcılarıysa şu sıralar bu mizansenin zekadan yoksun şablonunu hazırlıyorlar.

Şairler ve onlarla aynı etkinliklerde yer alanlar yahut giyimiyle, saçıyla ya da davranışıyla zeka ya da farkındalık belirtisi gösterenler aşağılanıyor. Bilincini değiştirip önsezilerini geliştirmek için bazı yararlı uyuşturucu maddeleri (marihuana) kullananlarımız sokaklarda polis tarafından avlanıyor. Yüzyıllardır serbestçe kullanılan halüsinojen bir madde olan peyote tutuklanma cezası konularak yasaklandı. Afyon ve eroin kullananlar uzun süreli hapis ve ölümle tehdit ediliyor. Amerika'da uyuşturucu müptelası olmak, Nazi Almanyası'nda Yahudi olmak gibi bir şey.

Merkezi hükümetin teşvikiyle her eyalette, aydınlanmışlara zulmetmek, uyuşturucular hakkındaki resmi yalanlarla halkın beynini yıkamak ve manevi arayışlarından rahatsız oldukları bağımlıları yok etmek için muazzam bir sadist polis bürokrasisi oluşturuldu.

Ezberlenmiş cinsellik kalıplarından uzaklaşanlar, dinginciler, yani para için çalışmayan, yalan söylemeyen ve silah üretmeyenler ya da cinayet ve tehdit için orduya katılmayanlar; hayaller kurarak aylaklık etmek, düşünmek, düşlerle dinlenmek isteyenler, kendi başlarına hareket etmek, Demokrasiden esinlenerek' halk arasında dobra dobra konuşmak isteyenler... Amerika'da böyle insanların ruhsal durumlarının akıbeti ne olacak peki şimdi? Ekonomisi büyük ölçüde savaşın ruhsal ve mekanik hazırlığının boyunduruğu altında olan Amerika'da?

Ana akım kitlesel iletişim organizasyonlarına pısırık sadakatleri yüzünden hem kendi içsel doğalarına hem de mutlak bireyselliğin herhangi bir belirtisine tahammül edemeyen bir simsarlar sürüsü bugüne dek bu öngörüleri dışa vuran edebiyatla dalga geçti, bu öngörüleri yanlış yorumladı ve baskı altına almaya çalıştı. Burada gazetecileri, ticari yayıncıları, kitap eki hazırlayanları, bir yığın edebiyat profesörünü vesaire kastediyorum. Şiirden nefret edilir oldu. Bütün akademik eleştiri ekolleri, doğal ruh anlayışının bir mitten ibaret olduğunu kanıtlamak için birbiriyle yarış etmeye başladı. San Francisco'da ortaya çıkan şiir rönesansı çirkinlikle, öfkeyle, kıskançlıkla, iğneleyici sözlerle, tepeden bakan asık suratlı itirazlarla karşılandı.

Ve tabii şiddetle. Polis, gümrük memurları, postane çalışanları, büyük üniversitelerin yönetim kurulları tarafından. Güce duyduğu sevdanın, insanları bir fikir ya da algı farkı yüzünden itip kakabilecek konuma getirdiği herkes tarafından.

Tehlike çok büyük. Karşımızda materyalizmle çıldırmış bir Amerika, polis devleti bir Amerika, sahte otoriter imajını korumak uğruna dünyayla savaşmaya hazırlanan cinsiyetsiz ve ruhsuz bir Amerika duruyor; Walt Whitman'ın yoldaşlarının vahşi ve güzel Amerika'sı ya da William Blake ve Henry David Thoreau'nun tek tek her bir bireyin manevi bağımsızlığının Amerika'ya, evrene ve tüm dünyanın soyut bürokrasilerine ve otoriter resmiyetlerine bedel olduğu o eski Amerika değil.

Yalnız o manevi dünyaya girmiş olanlar biliyor dünyevi otoritenin aldatıcı görüntüsünün ne kadar gülünç olduğunu. Ve er geç herkes giriyor bu manevi alana, yaşamda yahut ölümde.

Amerika'da ne kadar ikiyüzlü insan var? Keşfetmekten duyduğu korkuyla titreyen ne kadar koyun var? Olduğumuz gibi olmadığımızı söyleyen nasıl bir otorite yarattık kendi üzerimizde? Sanatın dünyaya açılmasını kim engelliyor?

---

Allen Ginsberg - Toplu Halüsinasyon | Sel Yayıncılık, Toplu Yazılar, Çeviren Süha Sertabiboğlu, 400 sayfa, Nisan 2013.

Bu alıntı tanıtım amamçlı yapılmıştır.

Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder