10 Temmuz 2014 Perşembe

Moskof Cariye Hürrem Cep Boy

Moskof Cariye Hürrem Cep Boy, Demet Altınyeleklioğlu  tarafından yazılmıştır. http://kitapgalerisi.com'da % 30 İndirim ve aynı gün kargoya teslim avantajıyla alabilirsiniz. |  Artemis Yayınları, Roman, 9786051424729, 807 Sayfa, Temmuz/2014
Kitabın 444. ve 445. sayfalarından  tanıtım amaçlı alıntı yapılmıştır.

"Canını seven kaçsın!"
Hürrem korkuyla sıçradı. Dışarıdan anlayamadığı bağırtılar geliyordu. Bir de gittikçe şiddetini arttıran ve giderek yaklaşan bir uğultu. "Ne oluyor?" diye pencereye koştu. Kafesin arkasından, saray duvarının gerisinde kalan şehrin karanlığından başka bir şey göremedi önce. Birden o karanlığa uğursuz bir leke gibi vuran kızıllığı fark etti. İlerde bir başka kızıllık daha gördü. Ve bir tane daha. Gerilerde bir tane de daha. Aman Tanrım, yangın, diye geçirdi içinden. İstanbul yanıyor!
Koridordaki ayak sesleri ve kadın çığlıkları, çocuk ağlamaları birbirine karışmışa. Hürrem korku içinde çocuklarının odasına doğru koşmaya başladı. Hizmetkarları da telaşlı bir halde oraya buraya kaçışıyordu.
 "Ne oluyor?" diye bağırdı Hürrem. Ama kızlar öyle bir korku içindeydiler ki onu ne gördüler, ne duydular.
O sırada Merzuka, Setaret Kalfa, Emine korkudan kocaman açılmış gözlerle Hürrem'in yanına koştu. Merzuka Şehzade Mehmet'i bağrına basmıştı. Setaret Kalfa da, uyandığı için yaygarayı basan Mihrimah Sultan'ı oyalamaya çalışıyordu.
Hürrem çocuklarını sağ salim görünce sakinleşti. "Ne oluyor? Nedir bu kıyamet?"
"Bilmiyorum ben. Bağrışmalarla uyandım." Setaret Kalfa'nın sesi korkudan boğuk boğuk çıkmıştı. Hürrem'e kadının kara suratı sanki ağarmış gibi geldi.
Merzuka, "Yangın!" diye soludu araya girerek. "Her yer yanıyor."
"Ya bu yaklaşan uğultu ne? Sanki gök gürlüyor."
"Bilmiyorum. Bilmiyorum!" Merzuka titriyordu.
Şimdi ne yapacağım, diye düşündü Hürrem. Yapayalnızdı. Süleyman kaç gündür ortalarda yoktu. Damat aldığı o yılanla av peşindeydi ormanlarda. Ne yapmalıyım, ne yapmalıyım diye odanın içinde söylenerek dolaşırken kapı açıldı ve Hafza Sultan, yanında Cafer'le odaya girdi. Hürrem hemen koşarak kadına sarıldı. Telaştan başını örtmeyi bile unutmuştu yaşlı kadın.
"Hadi," diye emir verdi. "Hemen gidiyorsunuz buradan."
"Ne oluyor Kadın Anam?"
Cafer, Hürrem'i kapıya doğru ittirirken Hafza Sultan, "Yeniçeriler," diye homurdandı. "Yeniçeriler kazan kaldırdı. Her yeri yakıp yıkıyorlar."
Kazan kaldırmak mı? O da ne demekti? Hürrem iyice ser-semlemişti.
Cafer'in, "Kaybedecek vakit yok hanımım," diye yalvaran sesiyle toparlandı. "Hemen gitmeliyiz buradan," diye ekledi Cafer telaşla.
Bu kitabı KitapGalerisi'nden bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder